Yeşilin her tonunu görmek istersen eğer
Şile’den Teke köye hafiften uzanıver.
Yükseldikçe denizden Allah’a yaklaşırsın,
Silkinir günahlardan, arınır paklaşırsın.
Meşeler sağlamlığı, eğreltiler vefayı
Temsil etmekte iken bir tavşan atlar yola,
Korku ile bakınır, zıplayıp sağa sola,
Onları seyrederken unutursun cefayı.
Yukarda mavi bir gök, önde orman denizi,
Koklanan temiz hava renklendirir benizi.
İn sahile İYOT ‘ta köpüklerle serinle,
Martılar ufku gezer, gönülleri seninle.
Sisler körfezi aşıp tepeleri sararken
Dalganın ardı sıra ufka doğru yürürsün,
Gönül geçmiş bir günü derinlerde ararken,
Köpükler arasında Afrodit’i görürsün.
Kopmak istersen bir gün derdinden, kederinden,
Bir nida işitirsin Teke’köy cennetinden.
Kurtulmak istiyorsan maddenin cinnetinden
Bir ses çağırır seni, derinden çok derinden.
Girdim orman içine, burda üç derviş gördüm,
Mutluluğun sırrını kendilerinden sordum,
Deyip - Dostlar vefasız, felek hain, dehr deni,
Bir şairin beytiyle cevapladılar beni.
Haklı gördüm onları, sınırı yok sühan’ın,
Güzel yaşamın sırrı yatıyordu derinde,
“Zevk almak eğer ister isen olma cihanın
Zevkinde, safasında, gamında , kederinde”