Bana sorma
Beni, bana sorma
Beni, kendine sor
Akşamları karanlığa kattıklarına
Boğazında takılan yuttuklarına
Sayısız nöbetler
tuttuklarına
Güneşle birlikte battıklarına sor
Tükenmek bilmeyen
umutlarına
Bıkmadan baktığın ufuklarına
Bir türlü gelmeyen mektuplarına
Odanda, bir başına yaptıklarına sor
Zifiri düştüğün gecelerine
Zehir gibi acının
yücelerine
Çözemediğin bir dilin
hecelerine
Yıllardır tütmeyen
bacalarına sor
Saymadan teptiğin o yıllarına
Boş kalmaya alışan o ellerine
Susarak yıldırdığın o dillerine
Açmadan soldurduğun o güllerine sor
Bekleme akdinin
süresizliğine
Yalnızlık vaktinin
töresizliğine
Huysuzluk ederken
sırasızlığına
Çıkılmaz ukdenin çaresizliğine sor
Gördüğün tabirsiz rüyalarına
Eşsiz benzersiz hülyalarına
Kurduğun yıkılan
dünyalarına
Hani mutlu olacaktın
güyalarına sor
Çok uzak yerlerden
beklediğine
Çileyi çileye eklediğine
Tozlu sandıklarda
sakladığına
Kervanlara dertler
yüklediğine sor
Ayrıca bir de
Yaşları dinmeyen o gözlerine
Dermandan kesilen o
dizlerine
İçinde kaydırdığın yıldızlarına
Kimseye demediğin o sözlerine sor
İstersen- Bir de- Yüreğine sor
Aykırİ