.
.
.
Lodos hoyratlığındaki
Yılgın ve onursuz yalnızlığın
Özet görüntüleri tekrar esiverdi hikaye sonunda
Fiil ve özne diyarında
Kıyıya çekildi Kız kulesi
Göztepe morgunda
Dudaklarından öpüldü başı göğe isyankar Zürafa
Göç yoluna
Haydarpaşa’dan düştü imparator penguenler
Ve
Liderliği yeni yetme cahile kaptırdı
Yelesi;
Heybetli Beykoz çınarlarına ilham kocamış Aslan
/…/
Hatıralarım günahlarıdır Tanrının…
Gölgesi kayıp cismim dolaşıyorken
Salacağında Üsküdar’ın
Eşkali betimsiz o katil yanaşıverdi yamacıma
İfadesi yitik suretiyle rahlesindeki
Dokunmak istedi tenimin karanlığına
Mitralyözlere cephane olurken lanetli dudaklarım
Zehir emziren lohusaya Dolmabahçe’yi bağışladım!
Hiçliğe açılıyorken göğsümden cehennemin kapısı
İnmişti çoktan kasıklarıma kanım sızıntısı
Ölümün partiküllü ıslaklığı; dudaklarımdaki çilek nektarı!
Azrail şaşkın…
Azrail korkmuş…
Azrail hayran…
Ki
Sektiriyorken taşların en kutsalını
Serin sularında boğazın
Kırk dördüncü yükselişinde
Beylerbeyi köprü ayağına çarptı çılgın ömrüm
Ve
Çanları tam da şu an çalıyorken İstanbul’un
Zehir emziren lohusaya
Hidiv’de sergilenen kalbimi bağışladım!
(Yıldıray Kızıltan)