Anamla
babam sevmişler birbirlerini
Pınar başında,
bağ evinde buluşup görüşmüşler
İyi günde
kötü günde…
Hastalıkta
sağlıkta, diye söz vermişler
Evlenmişler
köy meydanında
İstedikleri
birazcık mutluluk
Elbette
bir de,
Ay
parçası gibi bir de çocuk!
Sormadılar
bana, getirdiler dünyaya
Kem
gözlerden saklayıp
Killi
topraklara beleyip büyütmüşler.
Yatak,
yorgan hak getire
Tahta
beşikte ninni söyleyip uyutmuşlar
Tek
oyuncağım olan
Lastik
tekerlekli yürüteçle yürütmüşler…
Seçilip
serpilmişim büyümüşüm
Biraz
asi, biraz da sivri dilli
Saçı
uzun, ay parçası erkek güzeli olmuşum!
Yaş
gelince on yediye, düşünmüşler
Eve gelin
lazım, kim hizmet edecek kayın valideye?
Eh!
Oğlanın da yaşı gelmiş, gözü dışarıda olmasın,
Baş göz
edelim hemen, gelin gerek bu eve!
Yaşayamadım
ki doyasıya çocukluğumu
Çelik
çomak, saklambaç hiç oynamadım
Koşmadım,
paçavradan yapılan topların peşinden
Gençlik
mi?
Güldürmeyin
beni! Teğet geçti yanımdan
Bana hiç
uğramadı…
Hayatımdan
bir şey anlamadım,
Oğlum
oldu, kucağıma alıp avutamadım!
Gözlerim
hiç açılmadı ki…
Bakmadım başka güzellere! Nedir? Neye benzer?
Gül mü?
Dikenlerinden korktum, dokunamadım!
Benim
baharım, yazıda inek otlatmaktı!
Baharı
hiç mi hiç yaşamadım…
Yaşım
ermiş kemal’e, ömrüm gelmiş finale
Yaşamak
istiyorum ikinci baharı
Söndür
artık, çocukluğumdan beri
Yüreğimde
taşıdığım har’ı…
Kınamayın
a dostlar
Bu
delikanlı yaşlı ihtiyarı
***Pişman olma sen bu aşkta evlilerde sevebilir
Unuttuğu duyguları yeni baştan tadabilir
Kınamayın bizi dostlar evliler de evliler de sevebilir
Unuttuğu duyguları yeniden tadabilir***
Tatmak seninde hakkın, unuttuğun duyguları
Seveceksen…
Beni
böyle sev, bahaneler arama
Merhem
ol, geçmeyen gönül yarama
Anlattım
kendimi, kendimce sana
Sende
seveceksen
Beni
Böyle Sev…
Korkma!
Evliler
De Sevebilir
Mustafa Karaahmetoğlu