Andığında adını
Ölümün dahi güller açar ağzında…
Kim istemez ki tenindeki günaha davet beyaza dokunabilmeyi?
Ve kim diyebilir ki
İhanet asla masum değildir diye?
.
.
.
İğdiş arzularıma mucize ereksiyondur masumiyetin!
Sen;
Sarhoş ayaklarımın sabitlendiği yaşam çizgim…
Bastıran soğuğuna kışın isyankar Bucak salebim…
Ya da
*Zangoç ruhumdaki tek kabir duam…
-(Uçsuz yeşilliklerinde mahşerin *çingene ruhunla
El ele yürümeyi hayal ettiğim)
Nasıl…
Nasıl bekleyebilirsin ki halen?
…!
Ben ki
Hiç düşünmeden uğruna yıkmışken tüm tapınaklarını Serapis’in
Ve dahi
Hiç umursamadan hiddetlerini
Ruhuma tebelleş olan tanrıların kutsal evi Olympos zirvesinde
Sönümsüz yanık tutuyorken o ateşi asırlardır aşkına
Söyle;
Neyi bekler ya da sen gibi tutkulu bir kadın aslında?
Deliler gibi arzuladığı adamın kollarında
Gözlerini açabilmek için sabaha…
Bırak artık ölümlülere özgü tüm şu inanç dayatmalarını…
Sen;
Salacak Rahibelerinin
yasak olanın ateşini
Mahremlerinde her gece
nasıl da harlayıverdiklerini hissetmeye çalış
Ve
Tutkuları uğruna korkusuzca kirlettikleri ağızlarındaki tüm
günahları
Nasıl olup da her sabah ve aynı saatte
O serin tuzlu sularıyla
boğazın
Gargara edip
Arındırabildiklerini anlamlandırabilmeye çalış
Ve Korkma…
Anımsamaya çalış sadece…
Ki
Zaten ölümsüzlüğünün hafızasında canlanacaktır
Hayatının yansısı olan evvel aşk yaşanmışlıkların;
-(aslında geçmiş hayatında sen de bir *Salacak Rahibesiydin)
…!
-El ele
Öpüşerek yürüyoruz dar sokaklarında Konstantinopolis’in
-Gülümsüyorum…
-Gülümsüyorsun…
-Yağmur bastırıyor aniden
Sığındığımız saçak altında safran sakallı pis bakışlı Cizvit bir
vaiz
-Ve sen; gecenin koyu renginden korkan bir çocuk gibi… Tir
tir!
-Ve ben; gece renginin kadim isim babası o günahkar… Oldukça
sakin!
- ‘Asılsınlar’ naralarıyla hoyratça sürükledikleri o yer ikimizi
Bahara açılmış *bembeyaz çiçekleriyle muhteşem bir *erguvan
ağacı
-Onlarcasının dahi güçleri yetemiyor fakat
Birbirlerine sımsıkı
kenetlenmiş ellerimizi ayırabilmeye
-Gülümsüyorum…
-Gülümsüyorsun…
Şimdi söyle;
O günden sonra
Sadece ölümsüz aşkımıza tomurcuklanmaya yeminli
Erguvan ağaçları
Her bahar
Hangi renk açıyorlar o muhteşem çiçeklerini?
(Yıldıray Kızıltan)
.