Ne vakit gönlüme bir hüzün düşse
Nazarım başkalaşır, içime bir ürperti nüfus eder
Temaşa ettiğim ve yakinen bildiğim canların bitmeyen telaşı
Dinmeyen gamı, alıp götüren efkarı, yalnızlığa sürükleyen muhabbetsiz hali
ve umudu solduran yılgınlığı düşündürür
İnsan önce kalbini ihmal etmemeli
Akıl şirazesi ve vicdan muhasebesi bilgiyle anlam bulan kıymettir
Yalan ve yanlış üzerine her ne ikame edilmişse, eden nefes için ne büyük
bir yanılgıdır
Akıl ve izan muvazenesi, vicdan ve irfan mertebesi, iradenin hakikat üzere
hasredilmesini ve inşirahla karar verilmesini hak eder
Her canın heva ve hevesi vardır
Olması tabi olan bir vakıadır ve fakat hak üzere olması şarttır
Zaaflar ömür boyu nefesi terk etmeyen hicrandır, zaten bilinç tazelenmesi
luzum-u adımdır
Ecel kapıyı çalmadan, hastalık bedeni sarmadan, nefes bizar olmadan, kalp
ve akıl aşkın vecdiyle kitab-ı celilin hikmetine ram olmalıdır
İman ettim demekle iş bitmiyor
Azim ve merak aklının ve kalbinin gerekçeleriyle tabi olmasını istiyor
İnsan en mütekamil bir varlık iken neden sahibinden bu kadar uzak ve bir
vehim içinde olması yönünde hareket eder, sual dinmiyor
Bazen, gül gibi mümbit bir zarafetin, tebessüm misali şefkat ve
muhabbetin, hakiakate götüren akıl ve iradenin bilgiye ve tatbikine neden
bikarar içinde kalır diyor
Mustafa CİLASUN