her bayram dış kapıyı aralık bırakırdı ninem girenler erinmesin çalmayı kapıyı diye içimde umutsuzluk diz boyu
ilk gelen yalnızlık olmasa bari haydi bakalım gele
kıyımda bir Gülizar güya ben yalnızmışım ağlıyor kırık şehirde ağlama be Gülizar sığ ve salim sularda dengedeyim yalnızlığın harını ancak doğurganlar söndürür
rüzgarını beklemeye beklemeye dudağında karşılayan yalnızlığın kollarında herkes titreyen ağaç olacak sen en iyisi Gülizar en sevdiğim duruşunla dur ayaklarından suyu alıp fırlatacak gibi ellerini göge uzat sevdalı bir gül ağacı gibi gülsen, gün anıldığında hep sızlayacak. gülmesen, adın yaralı gülkırmızısısın da kalacak inançlı veya inançsızca biçilen zaman şakağında patladığında kafesinden firar eden ak güvercinler gibi Gülizar gökyüzüne maviye boyayalım nereye firar ettiğimizi ilk fısıldayan kim olur acaba
Gülizar bir görüşemiyoruz meselesinden çıktı bütün iş beni sana sormayacağım öyle yalnız ki gözlerim sensiz gördüklerine hepten küs gidene gelene kalana evet ben senin şahidinim sen benim gökyüzünden topraktan başka gördüğümüz yok
sımsıkı bir hatıradır şimdilerde seni görebilmek yüklemi dilime yüklerken gözümde yolların büyüdüğü
haydi gökyüzüne belki de küfret şu yıldıza benimde aynı anda seninde görebildiğin herşeye çocukluk düşü yarıştırdığımız tükürüklerimizi fırlat artık neresine denk gelirse ayrılığın giden yada kalan kısmına vesile etmişsiz ayrılığı küfrün rezalatin hilenin bini bin para yaşadığımız her yanı kırık şehirde
( Kırık Şehirde başlıklı yazı aylinbengi tarafından 3.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.