Yine
başa döndüm,
Güneş
kızıllaştı, gecenin karanlığı iniyor üzerime…
Lacivert
gecelerin sessizliği hüküm sürüyor.
Başı
boş sokaklar,
Ve…
İlk kez
yalnızlık ürkütmüyor beni.
Üşümüyorum
sensizliğe!
Ya
yokluğun!
Sana
sarılmak isterim,
Deniz
gözlerini hayal ederken.
Duvara
ismini kazırım,
Özlemlerim
artar dayanamam.
İsyan
ederim yokluğuna!
İşte
ben seni yokluğunda da sevdim…
Sensiz
odam loş, genzimi yakan,
Küf
kokusunu içime çekiyorum.
Sigaramın
dumanında nefes nefes kayboluyorum.
Bir
nefes… Bir nefes daha!
Kim
bilebilir? Kaç nefeste sende kaybolduğumu!
İçimin
seninle dolu dolu olduğunu.
Kim
bilebilir ki?
İşte
ben seni içime çektiğim nefeslerimde sevdim…
Sensizlik
dayanılmaz bir hal alır.
Gecenin
ilerleyen saatlerinde…
Hıncımı
duvarlardan alırcasına
Bir
yumruk atarım, bir yumruk daha
Elim
kanar, tıpkı yüreğimin kanadığı gibi…
Yüreğim
kanadıkca, canım yandıkça,
Güftesi
yarım kalmış dinleyemediğimiz şarkılar gelir aklıma…
Ve…
İşte
ben seni
Güftesi
yarım kalmış dinleyemediğim şarkılarda sevdim…
Sen
beni anlamadın! Hem de hiç anlamadın, ama!
Seni
her anımda,
Akıp
giden zamana inat sevdim.
Akrep
yelkovanı kovalamış,
Günler
ayları
Aylar
yılları…
Yıllar
asırları kovaladıkça, giden ne geri geldi ki?
Akıp
gitse de zaman,
Onlar
gibi sen de geri gelmedin!
İşte
ben seni kayıp zamanlarda beklerken,
Bitimsiz
sevda ile hep sevdim…
Bugüne
kadar böyleydi,
Bugünden
sonra da böyle olacak!
Ben
seni sadece…
Evet, sadece
sevdim…
Bütün
sevmelerime rağmen,
Kelepçeli ellerimden uçup gitsen de kuş misali…
Arkandan
baka kaldım çaresizce!
Ben
seni arkandan bakarken de sevdim…
Mustafa Karaahmetoğlu