Menfaat/çıkar
Menfaat,
hepimizin bildiği gibi çıkar demektir. Elde edilmek istenen şeyler ulaşılmak
istenen şeyler kişiden kişiye değişir
Bazı şeyler
ise kişilerde öylesine değerlidir ki menfaati olduğuna karar verdiği bu konu ya
da her neyse o insanın hayatının olmazsa olmazıdır ve bu elde etmek istediği
şey onun hayatının merkezindedir
Menfaat/çıkar
olan şeyleri şöylece sıralayacak olursak
Mal varlığı/zenginlik
ki bu değişik şekillerde olur fakirlik korkusu, sükse, şaşaa, konfor lükse
merak
Ve
zenginliğin ona getireceği saygınlık
Güzellik,
Herkesin kendisine gıpta edeceğine inandığı güzellikleri kendinde toplama
arzusu ya da herkesin kendisine gıpta edeceği bir güzelliğe sahip olma ki
saygın olsun
Şan/şöhret,
herkes beni tanınsın ünüm herkesten fazla olsun bu sayede toplum içinde farklı
bir konumla saygınlık kazanayım
Mevki/makam
bunda da yine kişi doğrudan doğruya toplum içinde saygınlık arar
Kendisini
bilime insanlığa hizmete ve faydalı olmağa adayıp asıl gayesi yukarıdaki
menfaatler olmayan çıkar gözetmeden bir şeyler yapanlar ve bunun sonucunda
yukarıda saydığımız şeylerden bir veya birkaçına ulaşanlar için menfaat ya da
çıkar söz konusu değildir bunlar güzel ahlak üzere olan insanlardır
Menfaat
olarak gördüğü ve hayatının merkezine aldığı bir şeye ulaşmak için bir kısım
insanlar ellerinde bulundurdukları şeyleri ulaşmak istedikleri asıl hedef için
feda etmekten de geri durmazlar bu aslında bir çeşit alış-veriş/ticarettir
Birçok insan
bu anlamda elinde bulundurduğunu başka bir şeyle takas etme yoluna da
gidebilmektedir
Söz gelimi
mal varlığına ulaşmak için dünyalar güzeli eşini feda eden olabildiği gibi
Kendisine
göre elde edilmesi ihtirasla arzu edilen bir şey için kişi bütün servetini
harcayabilir
Ya da mevki,
makam için şeref onur haysiyet yok pahasına satılabilir
Veya ünlü
olmak için kendisine kalan mirası çarçur eden biri de olabilir
Ya da şan
şöhret için her türlü ahlaksızlık rezilliği ortaya koyanlar vardır harcanan şey
şahsiyet olur, onur olur, şeref olur,
iffet olur, para olur, aklınıza ne geliyorsa olabilir
Bir insanı
gözlemlediğimizde onun dünya hayatından elini ayağını çekmiş bir lokma bir
hırka diyen bir kişi olması bizi yanıltabilir o sizin farkında olmadığınız
kendince hayatının merkezine aldığı bir şeyin peşinde koşuyor olabilir
Sizin
farkında olmadığınız önemsemediğiniz şeyler için yırtınan insanalar vardır
Her zaman
bolca hayır yapıp sonra da yaptığı yardımlar sebebiyle toplumda saygınlık elde
etmek isteyen bunun için çabalayan kişiye hayırsever diyemeyiz. Zaten bu
kişiler yaptıkları hayrı saygınlık göremediklerinde çok rahat başa kakarlar
‘’Mallarını
Allah yolunda verip de sonra verdiklerinin ardından başa kakmayan ve eziyet
etmeyenlerin, Rableri katında ödülleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar
üzülmeyeceklerdir’’(Bakara/262)
Dünya menfaati
gözetilerek yapılan ile menfaat gözetmeden yapılan arasındaki fark insanın
güzel ahlakıyla ilgilidir
İnsanlardan
hiç bir karşılık beklemeden yaptıklarımız bizim asıl gerçek manada menfaatimize
olanlarıdır
Çünkü
insanın asıl çıkarı/menfaati bu dünyada değil ahirettedir
Yapılan her
ne olursa olsun Allah’ın rızasını kazanmak için yapıldığında asıl değerini
bulmuş olur
Akıllı insan
gerçekten zeki ve yarınını düşünen insan menfaatini/ çıkarını bu dünya odaklı
değil ahiret odaklı kurgulayan insandır.
Hakiki
manada İnsanın çıkarı ahiret odaklı olduğundan hayatımızın merkezine Allah’ın
rızasını temel prensip olarak almamız en doğru yoldur
Allah
yapılan hiçbir şeyi-İyilik/kötülük- unutmaz ve yapılan iyiliğin karşılığını
tahmin ve tahayyül edemeyeceğimiz miktarda hem bu dünyada hem de ahirette
mutlaka verir
Şimdi Allah
dostu pozlarına girip dünyadan elimi ayağımı çektim işte bakın evlenmedim
parada pulda gözüm yok siyasetle de uğraşmıyorum diyen bir kişi makam ve mevki
de istemiyormuş gibi görünse de aslında o sadece resmi olan makam ve mevkiyi
istemiyordur
İnsanların
ona efendim demelerini ister, dünyanın dört bir yanında tanınmak ister, şan
şöhret ve saygınlık ister. Dilenmeyi meslek haline getiren bir kişi nasıl
kapınıza gelip dileniyor ve kendisini acındırıyorsa, o da salya sümük ağlayarak
ve bütün kutsal değerleri kullanarak gerektiğinde mağdur rolü oynayarak aslında
içinde saklı tuttuğu kibiri de ustaca gizleyerek o saygınlığın peşinde koşar.
Ceza evine
koyulsa işkence görse bile kimseyle dalaşmaz o ulaşmak istediği şey için
özgürlüğünü bile hiçe sayar.
Geçmiş
evliya sözüm ona ulu kişiler hakkında uydurma menkıbeler hikâyeler anlatır
aslında bunlar kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa, tam o şekilde
uydurulmuş örnek hikâyeler ve yalanlardır.
Allah dostu:
insanlardan hiçbir karşılık, çıkar/menfaat beklemeden hayır yapan Allah
rızasını gözeten Müslüman kişilere denir
‘’
İyilik yaparak kendisini Allah'a teslim eden ve
İbrahim'in dinine dosdoğru olarak tâbi olan kimseden, din bakımından daha iyi
kim olabilir? Allah, İbrahim'i dost edinmişti.’’(Nisa/125)
İnsanların
en çok önem verdiği konu dindir çünkü insanlar fıtratları gereği ölümden sonra
dirileceklerini hissederler/ zaten her dinde ahiret hayatı anlatılır / ve
insanlar ahirete yatırım yapmak isterler
‘’
Basit bir kazanç uğruna Allah’ın ayetlerini gözden çıkarıyor ve böylece Onun
yolundan dönü dönüveriyorlar: bakın, ne çirkin bütün bu yapageldikleri’’(Tevbe/9)
İşte bu
anlamda bu Allah dostu mürşit geçinen kişiler müritlerine din/ahiret cennet
vaat eder/ satar karşılığında da her türlü dünya menfaatini satın alırlar.
Büyük
gayretler sonunda Kuran ilimleri ile ilgilenip de bunun öğretmenliğini yapmak
ilim için Kitap çıkartıp satmak ve bundan bir geçim temin etmek bu anlamda son
derece makuldür zira burada emek vardır
Ayetlerin
saptırılarak anlamları değiştirilerek çıkar elde etme çabası işte bu sapıklık
olur
Allah’ın
vereceği karşılığın yanında bu elde ettikleri çok azdır hem de pek az
İnsanların
çoğu aslında iyi niyetlidir bunun farkında değillerdir, dini kullanan bu din
tüccarları Allah’ın rızasını kazanmanın da kendilerine uymaktan geçtiğini
eskiden olmuş olaylarla dolaylı ya da direkt olarak sağ olan başka mürşitleri
örnek vererek anlatırlar
Bunu
yaparlarken her türlü uydurma keramet reklam aracı olarak kullanılır
Bunların
çoğu kerametin ne olduğunu da bilmezler
Peygamber
hayatında Kuran/hikmet ve güzel ahlakı dışında hiçbir mucize olmadığını Ayetler
açık açık beyan etmişken Peygamberlere mucize Allah dostlarına da keramet
verildiğini ileri sürerler
Aslında
Keramet Allah’ın ikramı demektir ki bütün insanlarda keramet olur, peki bu nasıl olur
Bir örnek
verelim:
‘’Bizans’tan
gelen elçiler Peygamberimizi arayıp soruyorlardı. Peygamberimiz o sırada,
misafirlerine su dağıtıyordu. Bizans elçileri, tahmin edememişlerdi.
Kendilerine söylenince garip görüp, şaşırdılar. Bunun üzerine Peygamberimiz:
“Milletin efendisi, onlara hizmet edendir.” buyurdu.
İşte bu olayda,
peygamberin güzel ahlakı sebebiyle ortaya çıkan şey keramettir
Allah dostu diye,
mürşit diye, ortada dolaşan
Menfaatperestler bu peygamber ahlakının neresindedirler ?
İnsanın
fıtratından gelen aidiyet duygusu bu alanda çok güzel ve sinsice sömürülür
Aidiyet
doğrudan Allaha olması şart olan şeydir Tevhit ’in bir anlamı da budur tek
olana ait olmak
Aidiyetin
kuralları bellidir
‘’
Sizin asıl dostunuz Allah'tır, O'nun
Resulune uyanlar ve namazlarını kılan zekatlarını veren ve rükû eden
müminlerdir’’(Maide/55)
Müminler
de birbirlerinin dostudurlar ancak bu dostluk ahirette hiçbir işe yaramaz
Ayette
şöyle diyor:
‘’Ey Muhammed!) İman
eden kullarıma söyle: "Namazı dosdoğru kılsınlar, alış-veriş ve
dostluğun olmadığı bir günün gelmesinden önce, kendilerine verdiğimiz
rızıktan açık ve gizli (Allah için) harcasınlar’’(İbrahim/31)
Aslında
bunlar Allah dostu değil kâfirlerdir çünkü kurtuluşun kendilerinden geçtiğini
vurgular ve anlatırlar
‘’Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost ediniyorlar. Onların
yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah'a
aittir.(Nisa/139)
Allah Kur’an’da
dini/ayetlerini dünya menfaatleri karşılığında satanlara lanet etmektedir
‘’Allah'ın
indirdiği kitaptan bir şey gizleyip de, onu az bir pahaya satanlar; işte onlar
karınlarına ateşten başka bir şey yemezler. Kıyamet günü Allah onlarla
konuşmaz. Onları temize de çıkarmaz. Ve onlar için acıklı bir azab
vardır.’’(Bakara/174)
Dünya menfaatlerine/çıkarlarına dini alet edenler
Mümin ya da Allah dostu olamazlar
Menfaat/çıkar
demek sadece para pul zenginlik değildir keşke bunu insanlar anlasaydı
Çünkü başından beri söz konusu olan ayetleri asla
dile getirmezler
Bu din tüccarlarının işi gücü uydurma hadisler
anlatmaktır
Ebû
Hüreyre (r.a.) dan rivayetle, dedi ki: Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Allah-u Azze ve Celle buyurdu ki: “Kim Benim veli kuluma düşmanlık beslerse
ona savaş açarım. Kulum Bana kendine farz kılmış olduğum amellerden daha
sevimli bir amel ile yaklaşamaz. Kulum Bana nafile ibadetler le de yaklaşmaya
devam ederse; Ben de onu severim. Onu sevdiğim zaman işiten kulağı olurum,
gören gözü olurum, tutan eli olurum, yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey
isterse istediğini veririm. Bana sığınacak olursa Ben de onu korurum. Mü’min
kulumun canını almakta tereddüt ettiğim kadar hiçbir şeyde tereddüt etmiş
değilim. O ölümü istemez iken, Ben de onun uzun yaşaması ile fena duruma
düşmesini istemem.”[1]
Birincisi
Burada Allah resulüne bu söz vahiy olarak gelmişse
Kur’an’da olması gerekir
İkinci konu ise Tereddüt etmek fiili Allaha isnat
edilemez Ayetle sabittir ki Allah Hükmünde hikmet sahibidir dosdoğru hüküm
verendir
Üçüncüsü
Allah hiç kimsenin eli kolu ayağı gözü olmaz bunu
uyduran o kadar ahmakmış ki bari ‘gibi’ ya da ‘misali’ falan deseydi belki
yutardık
Dördüncüsü
Savaş açmak ne demek Allah süre vermiştir O kıyamet
gününe kadar bekleyin görün demiştir
Hesabı kıyamette göreceğini ayetler söylüyor
Ancak bu hadis olarak söylenen sözün içinde doğrular
da var
‘’Kulum
Bana kendine farz kılmış olduğum amellerden daha sevimli bir amel ile
yaklaşamaz. Kulum Bana nafile ibadetler le de yaklaşmaya devam ederse; Ben de
onu severim’’
Bu durumda anlaşılan o ki gerçek bir peygamber
sözünün başına sonuna ilaveler yapılmış
‘’Kim Allah'ı, O'nun
Resulünü ve müminleri dost edinirse, (iyi bilsin ki) Allah'ın taraftarları
galip geleceklerdir’’(Maide/56)
Bu kâfirlere Allah’ın ayetlerini okursanız/
söyleseniz hiçbir faydası olmadığı gibi sizi tövbeye davet ederler ve bizler
irşat edicileriz derler
Allah Bakara Suresi’nde bunların durumunu çok güzel
anlatıyor
6. Küfre saplananlara gelince, onları
uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir, inanmazlar.]
7. Allah, sanki onların kalplerini ve
kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için
büyük bir azap vardır.
8. İnsanlardan, inanmadıkları hâlde,
“Allah’a ve ahiret gününe inandık” diyenler de vardır.
9. Bunlar Allah’ı ve mü’minleri
aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında
değillerdir.
10. Kalplerinde münafıklıktan
kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır.
Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır.
11. Bunlara, “Yeryüzünde fesat
çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” derler.
12. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta
kendileridir. Fakat farkında değillerdir.
Şimdi
insanların büyük bir kısmı içine düştükleri hatanın farkına varamazlar
içlerinde yatan kibir onları oradan oraya sürükler bu öyle güçlü bir ihtirastır
ki bu tip insanlar Allah ile irtibat kurduklarını zannederler çünkü içlerindeki
bu kibir kendi benliklerini boğmuştur bunu sebebi ise onu sürekli pohpohlayan
müritleri olmaktadır
Ben iyi
niyetliyim Allah dostlarına saygı gösteriyorum diyenler bu yaptıklarının ne
kadar zararlı bir davranış olduğunun farkına varmalı ve çok dikkat etmelidirler
Düstur şudur
Yapılan iyiliğin karşılığı Allahtan beklenir bir mürit falanca çok hayır
işliyor ilimi var çok ibadet ediyor diye onu övmeye başlarsa bilmelidir ki:
‘’Elhamdulillahi rabbilâlemin’’>’’övgü
sadece/ yalnızca Allaha aittir(Fatiha/1)
Övgü
Allahtan başkasına yapılamaz ve övülmesi gerekeni de sadece Allah över
Bizler
Allah’ın sözü üstüne söz söylemek hakkına sahip olmadığımız için Peygamberleri
dahi ancak
O’nun Kur’an’da
andığı şekilde anmalı haddi aşmamağa özen göstermeliyiz
Bizler hayır
işleyenlere teşekkür eder onları takdir ederiz ancak kantarın topuzunu
kaçırdığımızda birbirimize kibir /büyüklenme ve böbürlenme aşılamış oluruz, çok
tehlikelidir
Bir mümin
için onu en güzel takdir yine ona yapılacak dua ile olur ki bu da -Allah razı
olsun- demekle olur
Gerçekten
Kur’an ile irşat etmek için yola çıkan ve karşılığını Allah’tan bekleyenlerin
hepsinden Allah razı olsun
Gerçek
menfaat/çıkar kaygısı olanlara selam olsun.
Aykıri-Cahit
Telkök-16-05-2013-Köyceğiz