BİLGE ŞAİR: YUSUF BİLGE
Isparta Yalvaç doğumlu.
A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi B.Y.Y.O.’nun
1975 yılı mezunlarından.
Başbakanlık Personel Dairesi’nde
kontrolör olarak çalıştı. Toprak Tarım Reformu Müsteşarlığı Urfa ve Konya
birimlerinde Araştırma-Eğitim Uzmanlığı yaptı.
İ.Ü. İktisat Fakültesi’nde Sosyal Yapı
ve Sosyal Değişme üzerine Yüksek Lisans eğitimi aldı. Balkanlardan Türk Göçleri
ve Göç Sosyolojisi konulu tezini hazırladı.
Evli ve dört çocuk babası.
Hâlen bir Enstitüde üst düzey yönetici.
Bir yazarın da dediği gibi, şiiri
fazlalıklarından arınmış, en üst sanat olarak kabul eyler. Ona göre şiir
sanatların sanatıdır ve kalıcı olanın peşine düşmelidir.
Edebî anlayışı Yahya Kemal çizgisinde
’kökü mâzide olan âtiyiz’ özdeyişine yatkındır.
Türk Edebiyatı’nı bütün dönemleri ve
anlatım biçimleriyle kesintisiz bir süreç olarak kabullenir ve sever.
Şiirleri ve yazıları, 1968 den günümüze
çeşitli dergilerde yayınlanmıştır
Yayınlanma aşamasında henüz baskıda
olan Candan Cana, Uyan Türk, Gönül Yazgısı isimli üç şiir kitabı var.
Soyadı ile müsemma bir şairimiz.
Yusuf ve Bilge oluşu ne de çok
yakışıyor ona.
Şiirlerindeki felsefi derinlik,
metafizik aydınlık şiirden anlayanların çok çabuk görebildiği bir gerçek.
Bağırmıyor, haykırmıyor fakat
yazdıkları bağırandan, haykırandan daha etkili oluyor bana göre.
Halk tabiriyle gerçek bir kalender.
Kadirbilir de aynı zamanda.
Sakalı yakışıyor kendisine.
Yazdıkları ile yaşadıkları arasında
tenakuz yok anladığım kadarıyla.
İçten bakışları da şiirleri gibi çok
şey anlatıyor.
Yusuf Bilge hocayı okuyan kazanacaktır.
Ben okuyanlardanım onu sürekli.
Sözlerimi Bilge Şairin Edebiyat Defteri
sitemizde de yayınlanan bir yazısından nakledeceğimiz şu öğütleriyle bitirmek
faydalı olacaktır.
Genç şairlere çok değerli öğütleri var
şairimizin.
Bilge Şaire göre genç şairler:
1- Kelime dağarcığı çok zengin olmalı,
ikame söz bulmakta zorlanmamalı, bunun için de hemen hergün misalli bir
sözlükle dil taliminde bulunmalı, çok okumalı...
2- Geçmişte ve günümüzde ortaya
konulmuş şiir verimlerinden haberdar olmalı, nerdeyse yüzün üzerindeki şiir
sanatlarını uygulama konusunda kendi kendini ustalara bakarak yetiştirmeli...
3- İlhamı beklememeli, her sözcüğün
kendine has kapısından girerek çağrışım yoluyla imgelere ulaşmalı, hayal
gücüyle istediği her an özgün ilhamını kurgulayabilmeli...
4- Anlam açısından en marazi duyguları
bile bir şekilde olumlama yeteneğini kazanmalı...
5- Şiirde yetenek ve ilhamın payının
yüzde beş veya onlarda kaldığını, kelime, teknik, sanat, ahenk ve anlam
işçiliğinin yüzde doksanın üzerinde etkili olduğunu bilmeli, şiir çalışmalarını
buna göre emek yoğun şekilde disipline etmeli...
6- Öncelikle kendi özgün şiir dilinin
farkına varmalı... Şiirde ana birimin anlamlı ve ahenkli mısra olduğunu
bilmeli... Bunun için gezdiği, gördüğü, seyrettiği, okuduğu, etkilendiği her
şeyden, olay, nesne ve ilişkilerden kendi özgün şiir diline çevrimleyerek,
olabildiğince ve en azı mısra ölçeğinde notlar tutmalı, bu notlardan şiir
yazarken istifade etmelidir. Unutmamalı ki, bazen tek bir mısra bile şiir
sayılır...
7- Yazdığı hiç bir notu veya müsveddeyi
atmamalı, demlenme klasöründe zaman zaman ziyaret etmeli, anlamlı bir şiir
kimliğine bürününceye kadar da muhafaza etmelidir.
8- Şiirinin arka tasarımı ve genel
kurgusunda bilgi ve mantık hatası yapmamalı, ifadelerinin oturduğu zaman,
mekân, sosyal çevre hususunda çala kalem yanlışlara düşmemelidir.
Selamlar, saygılar şiiri bilen ve yazan
yüreğe.
Fikri HAKLI