// -En kötüsü de vazgeçimsiz yalanlarımızdı
Ki
İlk merhabamızdan bu yana zaten hep bildiğimiz… //
 
 
 
 
Sahte bir iki gülümseme ve sonrasında hızla içine dalınan y/ataklar
…!
 
Ve karanlık
Ve karanlık
 
Bana o kadar uzak ki şu an hastalıklı ruhun
Çocuğunu kaybeden anne çılgınlığında
Bir o yana bir bu yana debelenip durman
Bu yüzden çok yersiz
 
İstediğin kadar savur yalvaran sarışınlığını af bulutlarıma
Çoktandır uykuya daldı derinlerimde uysalım
Ve çoktandır
Ölüm vadisine giden bir patikada haraç kesiyorum
Tanrı muhteviyatlı yakarışlara
 
Ki
Hırsız ruhum doldurana dek küpünü altın ziynetlerle
En masum inançlara dahi
Görülmemiş bir sadakatle yol gösterecekler
Kadim yandaşlarım sarıakrepler
…!
 
Kendinden geçişlerde
 Ölü bedenlerle kol kola girmiş voltalıyorken sapkın erkekliğim
“En değerlim” dediğinden dahi sır gibi sakladığın o kutsal adını
Sahra örümcekleri fısıldadı kulağıma
 
*Sahi söylesene ‘Aspasia’ mı gerçekten adın?
 
Asırlardır dizginleyemediğin orospuluğunu da
Adının yüceliği yüzden mi gizlersin yoksa Ay Evi sütunlarının ardında?
 
Ve
Jurnalci kulaklara
Gizli gerçeğini biliyor olmam sebepli mi yayarsın?
Aslında deliler gibi korktuğumu kan davalım Tanrı’dan
 
 
-Kaderin aşırısı güler neşenin fazlası gözyaşı döker…
Tespitini yaptığında kadim bir iktidarsız
Hakikatlere imge oldu dayatma inançlar
Boyun eğdiler leş yiyen kuzgunlara akbaşlı balık kartalları
Zincirlere vuruldular
Kendi içselliklerinde varoluşu şekillendiren özgür beyinler
 
Bir melek…
Evet evet…
Yalnızca bir melek…
 
Cehennemi dahi göze alarak yanıma geldi Aspasia!
Ve
Sonra  
Tutkuyla  
Fısıldayıverdi kulağıma o affı mümkünsüz arzusunu
Korkusuzca;
 
-Ey tapınılası günahkar…
 
-Ey zalim putperest…
 
-Ey varoluş rüzgarlarına yasaklı kanatlarımı
Şehvetindeki bereketli kasırgalarla döllemiş mutlak güç…
 
-Sonsuza dek
Ve  
Yalnızca kendin için hazırladığın o kavurucu zindanında
Son nefesimi verecekken tek dileğimdir;
 
-Yaratıcı Ka/Lemi’nde yeniden can bulsun aşkına ölümsüz ruhum!
 
(Yıldıray Kızıltan)
( Sahi Söylesene ‘Aspasia’ Mı Gerçekten Adın… başlıklı yazı Y.KIZILTAN tarafından 7.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu