Ağlıyor musun kadın

Ağlama!

Duy hadi 

Direnişin maviye sevdalı göklerini inleten martı tüyünün sesini



İsimsizliği bırakmışlar

Gözlerini döşediğin ,soğumuş mezar başlarının sisine

Ellerinde bir ülke yanar

Bir ülke nasırdır ellerin

-lar’da ağlıyor mu türkülerin

düşer izlerine

-mişlerini özleyen dolu beneğinde vurulmuş anlar

Ve solgun dirseğinin mor çürükleri

Doymasın

şimdisine

yaşam düşü sarkan vandalist asırların dikitleri ...

Hadi sığdır gayya çiçeklerini o gözlerin şerefsiz bırakılmışlığına


Şimdi sen

Bakir tutkunu adamların düşük dölü

Ne kutsaldın

En çok zamanın nankör sonsuzluğuyla kutsandın

Ve cehennemdi üreme isterilerin

Ten neydi,

Şarkı ve ağıtlara sinen efsuni dokunuş

Tecavüze uğramıştı çocuklar anasızlığın şefkatince öksüz

Çocuklarını,

En çok çocuklarını koyacaktı

Aklındaki

Sarı tenli,unutkan fotoğrafın solgun yüzüne



O ağlamalarına vuran dilsizlik

Bir sabah öncesi ve karanlığın tanıklığında boğduğun öfke nöbetlerince 

ırmak,deniz 

ve

Suydu hayalin


Unutkan olmasaydı sağır,nankör ve faşist görülü zaman

Yediği darbelerin kan oturmuş dizlerinden

Seni konuştuk diyen sesine kanacaktı Havva gülüşüm

Sarışın,yeşil göz

Yüreği çocuk kalan bir ceylanı deştim tanrı tanımaz mabetlerin

Yaşamsız kurban ayinlerine

Yalanlara ne zaman aşina oldu bu safir aşklar



Hadii unut bizi

Sil şarkı ve şiirlerin güzelliğinden

Tanrıyı unuttuğumuzdan beri...

Yüreğimiz vazgeçti zaten

Aşka ve insana dair sohbetten...



Saadet Yıldırım Ünal
( Acıya başlıklı yazı paydasız tarafından 15.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.