Günümüz halkında, yönelim çatışması ve toplumsal yozlaşma...

Halklar mı düşleri intihara sürükler yoksa düşler  mi halkları?
Kaynak kimdir nedir nerededir? Aşmak mümkün mü? Geçici mi, derin izler bırakır mı?
Sorular sorular....
Ne açıdan bakarsanız bakın, insanları yozlaşmaya sürükleyen asıl şey kültür dediğiniz duygu kalabalığıdır.
İnsanların zihinlerine yerleştirilmiş o hastalık boyutundaki kavramlar bütünü bireyi toplumsallaşmaya ve adeta fotokopi haline dönüşmeye zorlamaktadır..
Nietzsche'nin dediği gibi;
"Evet, sizin kültür dediğiniz şey sizleri çobanlardan üstün kılıyor!" 

Buradan toplumsallığın kötü bir şey olduğu izlenimi çıkmasın, lakin tüm insanları aynılaştırmak mı? İşte gerçek yozlaşma bu değil midir?
Sırf tüyleri daha parlak diye alıp o kuşları başka kafeslere koymak doğru mudur?
Tabiki de değil. 
İnsanların bu gün geldiği nokta toplumda sivrilmekten korkmaları, değişimden kaçmaya çalışmaları, azıcık çizginin dışına çıkmaktan vicdan azabı çekmeleri... 

İşte yozlaşma budur! İşte baskı budur! İşte şiddet budur! 
Ve her ne hikmetse, herkeste buna gözlerini yummuş, yalnızca seyrediyor...
Üç maymunu oynamak moda olmadı mı zaten bu aralar...?
İnsanları "aynılaştırmaya" çalışmak kediyle köpeği serçeyle papağanı aynı şekilde görmek istemeye benzer.

Böyle bir zahmet boşuna bir "hayalperestlikten" öteye geçemeyeceği gibi toplumsal sistemin çökmesi ve hatta bireyin psikolojik gelişimini tamamlayamamasından mütevellit, daha genç yaşında yorgun; ve hatta bilgisiz bir neslin yetişmesine ve o gençlerin at gözlükleriyle büyüyüp ölene kadarda o bakış açısını sürdürmesine sebebiyet vermektedir...

Okullardaki tek düze kıyafet giyimi dahi insanlar üzerinde kurulan o aşağılık sistemin daha küçücük yaşlardan itibaren çocukların zihinlerini nasıl zehirlediğini gözler önüne sermektedir. 
Birey kendi kişiliğini geliştiremediği için çevresini örnek almakta ve 25 yaşına gelip ergenliğini tamamlamış bir birey olduğunda, ya abisinin ya babasının ya annesinin veya çevresinde yakın olduğu arkadaşlarının modelini kendisine almaktadır. Muhtemelen o baba anne abi ve arkadaşta kendinden bir önceki nesli kopyalamıştır... Ve işte size sistem. İşte size çark... 

Şimdi esas mesele, bu çarka dahil olup geleceği mahvetmek mi istiyorsunuz? 
Yoksa savaşıp çarkın döngüsünü bozmak mı istiyorsunuz?

Siz bir bireysiniz, tek kişi ne yapabilirim ki demeyin. Tek bir kişi dünyayı değiştire biliyorsa, yine aynı bir kişi bir sistemi de değiştirecek güce ve düşünsel sisteme sahip demektir. 
Öyleyse çocuklarınıza artık örnek göstermeyi bırakınız. Çocuklarınıza artık model çizmeyi bırakınız... 
Bırakın kendi karakterlerini kendileri belirlesinler. Bırakın harmanlasınlar, parçalasınlar, toplasınlar, bütünlesinler ve "kendi" dediğimiz "ben" kavramını oluştursunlar... Böylece sağlıklı nesillerin yetişmesi de kaçınılmaz olacaktır... 
//Çağan Iero Way//
( Toplumsal Yozlaşma Ve Yönelim Çatışması... başlıklı yazı Hayalî tarafından 25.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu