Bugün gözlerim doludur yağdı yağacak
‘’İyi günler abla’’ sesiyle irkildim.Durakta dolmuş bekliyordum.Bankta otururken bir an dalmışım,kızım da henüz uyanamamış gibiydi başını koltuğumun arasına sıkıştırmış bende simsiyah saçlarını seyrediyordum arasıra da başını okşuyordum. Annem hep kızımı benim çoçukluğuma benzettiğini söyler şimdi kendi kopyemi seyrediyorum..Saat 8.30’a geliyordu,pek de erken değildi.Ama havanın ağırlığı üzerimizdeydi.
Başımı kaldırmadan iyi günler dedim.Bana ne soracaktı ki? Ben zaten buraya ait değildim.
Terminale nasıl gideceğini sordu genç bir ses..Türkçesi pek iyi değildi.Kelimeleri zar zor topluyordu.Anlamadığımı zannederek ikinci kez sorusunu tekrarladı.
Ben bir an sesinden etkilendiğimi için yüzüne baktım ve gözlerinden keder okunuyordu.
-Birazdan dolmuş gelecek,Çayeline gidiyor.Ondan sonra Rize’ye giden arabalara bineceksin dedim ve ekledim;
-Kardeş siz buralı değilsiniz her halde hayırdır?
Abla,ben Ağrı’dan geldim.Operatörüm.Ağrı’daki işimiz bitti. Burada iş tuttuk.Şimdi ise memlekete dönmek zorundayım.Fakat bu dönüş çok mecburi oldu.Annem hasretime dayanamamış ve hastalanmış.
- Çok geçmiş olsun kardeşim.Allah kavuştursun.
- İnşallah abla,inşallah….
Çok acelesi vardı sürekli saatine bakıyor ve dolmuşun ne zaman geleceğini soruyordu.Oysa bir iki dakika önce söylemiştim.
Bir ara kendi kendine ‘’sabret anne geliyorum’’ diye mıraldandı.
Benim için olağan dışı bir durumdu.Giyimi, kuşamı farklıydı.Ayağındaki bot gözüme ilişti.Üstelik de gömleğin üstüne giydiği süveter çok kalındı.Ben kısa kollu tişörtle pişerken sanki o donuyordu.
Burası Rize ve Temmuz’un 9'u….çok bunaltıcı ve sıcak bir hava vardı.Birazdan içimde bir endişe belirdi, terörist olabir miydi acaba? Öyle de olsa beni mi öldürecek?
Off keşke kızımı yanıma almasaydım…bu vesveseler içinde yaşını sordum.
-Abla, ben 19 yaşındayım dedi.
-Gurbete çıkmak ve çalışmak için daha çok küçüksünüz.Benim de senden 4 yaş küçük oğlum var.Babaannesi ile köye gitmişti ,bugün gelecek inşallah dedim.
-Abla ben 12 yaşından beri çalışıyorum.Ama hep Ağrı da idim.İlk defa dün ayrıldım.Henüz yeni geldim Rize’ye.Bir iki saattir buralardayım.Dün gece annem üzüntüden rahatsızlanmış , babam bir saat önce telefon etti:
-Oğlum annenin durumu iyi değil ağlamaktan takati kesildi.Bir şey olacak diye korkuyorum acele gel dedi.
Ben şaşkın şaşkın bakarken,şöyle devam etti:
-İnanır mısınız abla ? Buradan kaç kişi geçti,terminale nasıl gideceğimi soramadım çok çekindim.Ama yanınızdaki küçük kızı görünce kardeşime benzettim.belki de bizim oralardandır dedim.cesaretimi ondan aldım.Yüzünün rengi bize çok benziyor bizim gibi esmerdir.aynı kız kerdeşimin saçlarına benziyor uzun ve siyah….
Az ileride dolmuş görüldü.onun adına sevinmiştim.Annesine bir adım daha yaklaşacaktı.birlikte aynı dolmuşa bindik 10 dakika sonra ben indim.İnerken yüreğim de burkuldu.Aklım o çoçukta kaldı.İnşallah tez vakitte annesine kavuşur.
Beni etkleyen durum şu idi,genç çocuğun gelmesiyle gitmesi bir olmuştu.İşte sevgilerin en yücesine şahit oluyordum.Annenin evladına düşkünlüğü ve evladının annesine bağlılığı....
Melahat TEMUR