Dünya denen şu gezegen câna diyâr-ı gurbet
Sırra vakıf olan için, ara durak değil mi!?
Gör, kâinât sayfa sayfa; her sayfada bir ibret
Kendisini salan için,
nefis, tuzak değil mi?!
Ecel birgün çıkar gelir, kapın çalar ansızın
Sükût eder söz dilinde, tel susar, çalmaz sazın
Uzun bir yolculuk başlar, ardından son namazın
Her vadesi dolan için, sonuç toprak değil mi?!?
Nice kervan geldi geçti, katıp tozu dumana
Her yol çıkar en sonunda mahşer denen limana
Deme "daha vakit erken", güman olmaz zamana!
Tövbeye geç kalan için
cehennem hak değil mi?
İkrâr edip suçlarını kapısını çalmazsan
Rabbin sana "kulum" der mi, nasihattan almazsan?
Doğru yolu bulamazsın tefekküre dalmazsan
Yâri Hüdâ bilen için keder ırak değil mi!?
Ziynet sanıp biriktirme günahını kâr diye
Bak! Mezarlar haykırıyor, "hesap günü var" diye
Henüz daha can tendeyken, inatta ısrar niye?
Felekten gün çalan için sonuç helak değil mi!?
( Diyâr-ı Gurbet başlıklı yazı Mecit Aktürk tarafından 10.07.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.