BİR AŞKIN HİKÂYESİ
Her gördüğünde azar işitse de eşimden
Bir yolunu buluyor koşuyordu peşimden
Saklamaya ne hacet; bana öz kardeşimden
Daha sevgili, yakın daha özdü bu kalem
Ne ün peşine düştü, ne pençesine şirkin
Düşmandı hainlere; hasmıydı hasm-ı Türk'ün
Daha ben yaz demeden diyordu 'Bizden ürkün'
Hilâlim hüzünlense yaşlı gözdü bu kalem
Şaki şanı zulümde, kanda, kinde ararken
Ahmaklar üstünlüğü ırkta, gende ararken
Kör mahareti us'da, akıl 'ben'de ararken
Kâinatın sırrını kûn'la çözdü bu kalem
İlhamın kaprisleri gitse de çok ağrına
Hatırımı kırmayıp basıyordu bağrına
Kim bilir gökkubbede hoş bir sedâ uğruna
Kaç kalbe otağ kurdu, hece dizdi bu kalem
Cahil caka satarken üç-beş nefeslik canla
Kordan nakış bıraktı kâğıtlara, hicranla
İlham 'naat yaz' derken titrerdi heyecanla
Arz-ı aşkıma naçar ve acizdi bu kalem
Yüreğimin elemi gelse çekilmez hâle
Gözlerime nehirdi, hislerime şelale
Hatta boyun bükmeyi ondan almıştı lâle;
Her garip gördüğünde gamlı gezdi bu kalem
Ufkumu kararttıkça terörün kanlı eli
Davamın sözcüsüydü duygularımın seli
Gösterip kör gözlere ödenen her bedeli
Tefrikaya heceyle kuyu kazdı bu kalem
Doğranırken öksüzler, yetimler ayaz, karda
O vardı Türkistan'da, Gazze'de, Myanmar'da
Hangi devlet ezilip milleti kalsa darda
Özlem duyulan gür ses ve avazdı bu kalem
Rahmâna yâr demiştik vatana ise ana
Uğrunda ölmek için el basmıştık Kur'an'a
Yurdumda kız vermezler er değilse Turan'a
Türk'e tuzak kurana bir ikazdı bu kalem
Zârımdan usansa da ne buğz ne de kin etti
Sineyi aşkla kardı sevgiyi ekin etti
"Bu asrın idrakine İslâm'ı telkin etti"
Ar-adabı, ahlakı, Hakk'ı yazdı bu kalem
Taştıkça yüreğimden imgeyle dolu göze
Raksederdi ucunda gül kokulu her dize
İlâhi ikram ile nam salan bu acize
Şükrü elzem bir nimet, imtiyazdı bu kalem
Dense de çağ değişti, alaturkalık hata
Aldırmazdı aryadan nota emen zevata
Hele ilham cömertse coşuyordu; adeta
Neşet Ertaş elinde çalan sazdı bu kalem
Kelamı keskin kılınç, kafiyeleri kındı
Her şiire seferi bir gönüle akındı
Aldığı gönülleri incitmekten sakındı;
Nankörlükten yakındı, nasdan bezdi bu kalem
Mürekkebinin yüzü solarken yavaş yavaş
Hayli üzgündü bugün, ucunda bir damla yaş
Belli ki boşa imiş verdiğim onca uğraş
Vedaya gelemezdi; bunu sezdi bu kalem
Mecit Aktürk