Kâinatın ezelden evvele Sultanı
Hüdâ Arş’a adın nakışla yerdi
Gelişin âlemlere hayat verdi
Her bir varlık senden bir nur
İlahi aşkla bakmaya doyamadım...
Tel tel sarkan siyah sırma saçın
Nura bürülü mübarek beden
Vakarla duran engin halin
Halis baldan daha güzel dilin
Tatlı hoş sesini duyamadım…
Misk saçan gül beyaz teni
Nesli İbrahim’e varır soyu
Boynun da nebi mührü al beni
Uzatsa bir o’ mübarek elini
Üzülür diye öpmeye kıyamadım...
Bağında reyhanlar açan güle
Aşkına muhabbetten divaneyim
Bülbülle yarışa adın şakısam
Pervaneye dönüp yansam küle
Canı yoluna kurban koyamadım…
Garip sevdalın biçare nefere
Haktan izinle çıksam sefere
Huzura varıp buyur eden mi?
Sana gidenlere turab olayım
O yâre hasretim diyemedim...
Ömrü yoluna hayat kuramadım
Ne fayda nefse sözüm geçmiyor
Bir kez olsun tövbe yemini içmiyor
Acep vakit dolmadan ıslah olur mu?
Bunca geçen yılları sayamadım…
11.07.2013