Sarp vakitlerin
mahremi
Dağ belinden süzülen
ak perçemli nehirler
Yüksek seslerin
çıplaklığını örten siyah kanatlarm
Tanrının kalbindeyim
Gözyaşlarımın yarısını
sakladım
Yarısını attım
kahkahalarımın
Korkuların
kıskacındaki bütünlüğüme
Yarıma tutkun derin
özgürlüklerimle sislendim
Toprağa tutundukça
köklerim
Varlığımın sırlarında
gizlendim
Şaha kalkıyor ruhlar
Esaretten çözülmüş
yeminli sözlere…
Gemin dilinde
bıraktığı metalik safradan bihaber
Tanrının rahmindeyim
Bulutların sürmelediği
aşk
Tütün tarlalarından
parmaklarımda kalan zift
Bir parça ateş hercai
bir pervane biraz duman
Ya ben ?
Topraklarımı işgal
eden eril dünyaya baş kaldıran ben
Kadın sözcüğündeki
harfleri dişilik çarklarında törpüledim
Ve Tanrının tek kalan
tohumundan dünyaya indim
deniz güneş