** Acılara, haksızlıklara ve kötülüklere karşı dayanma gücün yoksa, bunlarla mücadele etmiyorsan bilgelik onuruna da zor ulaşırsın.
** Kalemi var ama yazmıyor; dili var ama doğru bilgiyi konuşmuyor. İşte sana bir yarı cahil…
** Tohumda gizleneni bilip de hayretler içinde kalmayacak insan yoktur.
** Dünya tersine dönmüş. Neden dersen? Baksana insan parayı kazanacağına, para insanı kazanır olmuş!
** Bilim ve sanat bir ülkeye kendiliğinden gelmez, getirilir.
** Dipsiz kuyu yoktur; dibine ulaşamadığımız kuyular vardır.
** Kendini ve başka birini methetmeden önce bir düşün; karşındakinin düşmanlığını, en azından kıskançlığını üzerine çekmek istemiyorsan…
** Seni aradım, aradım; yıllarca aradım. En sonunda buldum ama bulduğum meğerse sen değilmişsin!
** Bir hazine sandığının içine çöp koy, bir çöp torbasını da altınla doldur ve bin kişiden bunların içinde ne olduğunu tahmin etmelerini iste. Bir tane bile doğru tahmin eden çıkmayacaktır. İşte o nedenle “Zarfa değil, mazrufa bak!” yani dış görünüşe değil karaktere, iç görünüşe, kişiliğe önem ver denmiştir.
** Yaygaracı esnafın malı, ya bozuktur ya da kazıktır.
** Yarama merhem diye bastım onu, acıtınca anladım tuz olduğunu.
** Haddini bilmeyene bir haddini bildiren mutlaka çıkar, hırsızın malını başka bir hırsız çalar, bir zalime bir başka zalim zulmeder. Yani kısacası etme bulma dünyası!
** Doğayı sev, doğaya saygı duy, doğayı tanı ki o da sana karşı cömert davransın.
** Önümüze çıkan her fırsatı değerlendirmek gerekmez. Her fırsatı değerlendirmeye çalışana “fırsatçı” denir.
** Çilekeş halinden memnun iken, sen ona neden acıyarak bakıyorsun?
** Adamın yüzüne bile tüküremiyorum. Çünkü adamda yüz yok ki, yani adam yüzsüz…
** Dağ, sana selam vermez, sen dağa selam ver de geç!
** Sükût et ki bütün güzel sesleri duyabilesin, bütün güzel şeyleri görebilesin.
** Gerçek körler ve görmek istemeyen körler vardır. İkincilerin durumu birincilerden daha kötüdür.
** Ölüm, bedenin ışığının sönmesidir.
** Kendini bilmezin de bir bildiği vardır: Terbiyesizlik.
** Aşkı göklere çıkarmak, alçaklardakilerin ona ulaşmasını engellemektir ki bu bence büyük bir haksızlıktır.
** Doğa zayıf, hasta, hatta beceriksiz canlıları toprağın altına alıveriyor. Günümüz insanı ise bunları da yaşatmaya çalışıyor.
** “Affettim ama onu görmek istemiyorum” Dersen gerçekten affedip affetmediğin konusundan kuşku duyarım.
** Akıl danıştığın kişinin senden farklı hatta üstün tarafları olmalı.
** Fesat insan, içi yana yana biter.
** Öfkelendiğinde söz söylemeden önce dilini ısır ve acıyı hisset ki acıtıcı sözler söylemekten kaçınasın.
** Katile can, hırsıza mal, ahlâksıza namus emanet edilmez.
** “Ben dünyadan hoşnut değilim.” Diyor. Acaba dünya senden hoşnut mu?
** Başının üstünde taşıdığını kolayca ayağının altına alabilirsin de ayağının altındakini kolay kolay başının üzerine çıkaramazsın.
** “Atın üzerine binip bir gün sana geleceğim.” Diye bana söz veren sevgili, onca yıla rağmen hâlâ gelmedi. At mı bulamadı, yol mu?
** Kudurmuş it, gül bahçesinden ne anlar?
** Tövbe edebilirsin, tövbeni bozabilirsin; sonra gene tövbe edebilirsin. Umarım bir ömrün tamamını tövbe etmekle geçirecek kadar tövbekâr değilsindir.
** Elma olgunlaşınca dalından yere düşer. Ama düştüğü için yakınmaz. Ey insanoğlu, olgunlaşıp da düştüğünde bir elmanın olgunluğunu göster ve halinden şikâyetçi olma!
** Birlikte yola çıktıklarını satarsan, bir gün seni de satan olur ama alan olur mu orasını bilemem!
** İçimizdekiler olduğu gibi dışımıza yansısaydı insanların yüzlerine nasıl bakardık?
** Alçak gönüllülük insanı alçaltmaz aksine yüceltir; kendini beğenmişlik de değerini artırmaz, azaltır.
** Savaş komutansız kazanılmaz. Hayat da bir nevi savaştır. Bu savaşın komutasını sen almalısın.
**
Sevgili okur, geçen sene yayımlanan Oruç Baba'dan Aforizmalar'ın ikinci kitap hazırlığını yapıyorum. Her zaman olduğu gibi şimdi de değerli öneri ve görüşlerinizi almak üzere bu çalışmayı da internet ortamında sizlerle paylaşmak istiyorum. Katkı sağlayacak yorum ve eleştirileriniz için şimdiden teşekkürler... (ÖFH)
( Aforizmalar-2 Deneme-33 başlıklı yazı Ömer Faruk tarafından 27.07.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu