Şiir olmuşsun yine
Öpmüşüm seni dudağından
Sen mutluluktan deniz olmuşsun...
Kaybettiğimiz gecelerin akşamında
Karanlığın avuçlarına saklansaydık
Nefesimiz duyulmazdı
Hiç konuşmayı bilmeyen kuşlara
Yalan masallar anlatmaktansa
Öldürebilirdim bizi
Katil olabilirdim
Ellerin bu denli güzel olmasaydı
Sıcakta bile titremeseydi
Dokunmamış olsaydı ya da saçlarıma
Çaresizce boş kalacağını bilmesem
Çoktan öldürmüştüm bizi
Katili olmuştum
Cesetleşmiş özlemimin
Beni affedecek kadar
Güzel gözlerinle sahiplendik sevmeyi
Katil olmuşluğumu yok edip
Bütün şiirler öpüşürken yazılır dedim
Seninle öpüştüysek
Denizlerin tadı bundan tuzludur dedim
Hissediyorum çoğu kez, genzimde hala
Nefesinin ilk seviyorum hecesi
Dokunuyor ses tellerime duadaki adın
Saçlarım savruluyor ömrüne
Geceler yosmaların çığlığından arınıyor
Sıcak ekmek oluyor sarılışın
Ellerinin arasında şarap kokuyor ağzım
Bütün baharları sen doğuruyorsun
Şimdi ölemiyorum
Özlediğim her şey bana saklı
Renksiz bir gökkuşağında uçuyor kanatlarım
Yine de kurtulmuş sayılmayız
Bu kirli sofradan
İki kişilik ölümler yok henüz
Belki gece on'dan sonra...
Kaybettiğimiz gecelerin akşamında
Sancılı gözlerimden bir sen doğuruyorum
Acı öylece kalsın
Günahı kurutacak kadarıyla
Hasret bir ıslaklık var dudaklarımda
Yeşil Çingene türküsünü hatırlayan kimse yok
Belki de hiç duymadılar bile
Özlüyorum her şiirde gök’yüzünü
Adına yeni bir ad takıyorum
Bütün hikâyeleri baştan yazıyorum
Seninle eski zamanlarda tanışacak kadar
İlk merhabada sarılacak kadar
Yeniden tanışıyoruz
Ve sana diyorum ki;
Keşke senin gecen olabilseydim.
Karanlık gözlerinden öperdim.
Gökçe Üstündağ / Temmuz 2013