Aşk, özgürlük, sevgi,
saygı ve hepsinin toplandığı şiire…
Sevgili dostlar ne kadar basit geliyor değil mi bize özgürlüğün tanımını yaparken kullandığımız şu cümle ‘Özgürlük bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter’?
Neden anlamak istiyoruz? Oyunu kuralına göre oynamak lazımken neden inat ediyoruz? Canımız yanmıyor değil mi birilerinin özgürlüğüne müdahale ederken? Ama biri bize yapsa aynı şeyi? Ne bahanelerle kırıyoruz insanları. Kalp kırmak bu kadar ucuzda kırılan kalbi tamire neler gerektiğini bilmiyor muyuz?
Bayanın
eteğinin boyuna, kıyafetinin örterliğine, saçının rengine, makyajına karışmak
kadar edepsizce, hadsizce, terbiyesizce bir hareket düşünemiyorum. Erkeğin
kulağındaki küpeye, pantolonun rengine, saçının şekline veya uzunluğuna
karışmak ne dengesizce bir harekettir. Yüce Yaratıcı Allah (c.c.) yapmamız gerekenleri hesabını vermek kaydıyla
biz kullarına bırakıyorken, hâşâ sen
Yüce yaratıcıdan daha mı büyüksün ki insanların özgürlüğünü eleştiriyor ve
ahlaksızca müdahale ediyorsun?
Dostlarım bunlardan olmayalım, bunlar dediklerim gibi yapmayalım. Birey kavramının var olmaktaki destekçisi en temelde ‘özgürlük’ kavramıdır. Bireyi akıl ve mantık ışığında tanımladığımızda ‘özgürlüğü olan ve seçme hakkına sahip olan en küçük insanın varlığı’dır.
Müdahale
etme arzusu nereden kaynaklanıyor inceleyecek olursak eğer, bireyi gözümüzde
kendimiz için büyütüyor ve toplum haline getiriyoruz. Sanki sadece kendimiz özgürmüşüz, sadece kendimiz yaşıyormuşuz gibi
davranıyoruz.
Dünyaya bir kere geliyoruz yaşamak için, iyi yaşamak ise bizim elimizde. Sen şuan bu yazıyı okuyan güzel insan özgür ol, özgür hisset ve özgür yaşa, şuan özgür olduğun kadar insansın unutma! İnsan olduğumuzu düşünüyorsak özgür düşünmeli, özgür giyinmeli, bedenimize istediğiz gibi bakmalıyız. İstediğimizi dinlemeli izlemeli ve istediğimize ağlamalı istediğimize gülmeli, istediğimizi beğenmeli, istediğimizden nefret etmeliyiz. İstediğimiz bir ‘ben’ olmalı ve ‘sen’ diye başlayan cümleleri sadece güzel sözcülerle tamamlamalıyız. Neden mi? ne lüzum var kalp kırmaya, çok mu ihtiyaç var üzüntüye derde kedere…
Ve sadece gerçekten gülmeye ihtiyacımız var
hayatta çünkü gerçek gülmek demek özgür olduğumuz, huzurda olduğumuz ve
sevdiklerimizle sevdiğimiz yerlerde sevdiğimiz şeyleri yapıyor olduğumuz
demektir. Peki, gerçekten gülmek için özgür ol ve özgür bırak, zaten
özgürlüğe karışmayı Allah bile yapmıyorken sen, seni yaratandan üstün olduğunu
düşünüyorsun o zaman? Kendinle çelişme. Okuma
zahmetine giren tüm Dostlara teşekkür ve dualarımla…