Kafes Açtım Hüzn(üm)e!
“Bakkal Amca, baksana
İki uzun, bi kısa yapsana”
“N’oldu lan hergele,
Hüzün mü yarıştıracaksın yine?”
“Bu kez annem siparişledi
Durum farklı,
Hüzün sofrası kurulacak akşama
Hem çaplı olacak,
Hem de hesaplı!”
“Ne istiyorsun peki?
Vereyim, iste ki!”
“Hüzünden yiyeceğiz bu akşam
Acılı yani, acımadan!”
“Hüzün acılı yemek,
Acımadan yemek gerek!”
“Al işte kalem kalem liste!
Bir büyük rakı, hüzün kafeste!”
Hüzün, kafeste…
Kafeste, hep hüzün
Kafeste hep,
Hüzün!
Hüzüüüüüüüüüün!
Yenir mi, içilir mi?
Sevilir, terk edilir
Sonra, nefret edilir mi?
-Hüzün ne menem şey, ne ki?
Aç lügatı, karıştır;
Hüzün üzüntü,
Hüzün azap, demek…
Hüzün bahtsızlık
Hüzün çeki,
Hüzün çile, demek…
Hüzün acı
Hüzün acıma, demek!
-Hüzün Kokan Şairim, sen söyle şimdi;
Hüzün, ne ki?
Ben, hep hüzünlerimle yaş aldım!
Kâh ağladım, kâh güldüm; Büyüdüm!
Yol verin; dizelerim hüzün koksun,
Şairim, korkmayın;
Hüznüme sahip çıkarım!
İşte, gönül koydum;
Açtım kafesi!
Müjdat Eraslan
balaban Kent Şairleri.
(
Kafes Açtım Hüzn(üm)e! başlıklı yazı
mujdat-erasl tarafından
21.09.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.