Hangi mevsimin adı olduğu belli olmayan,
Bir gül kurususun dudaklarımda…
Çatlamış esrik yangınlarında sevdanın…
Bir defter yaprağının arasına sıkışmış,
İfadesi, sevgiyle konuşan her bir anın,
İfadesi, her gece yapayalnız
ağladığımın…
Eskilerden kalma bir müzik eşliğinde,
Dansa kalkmış sözcükler kirpiğimde…
Usulca kayarken damlalar hatırlatır maziyi…
Sonra histerik çırpınışlar doldurur odayı…
Her zerresi ezberlenen soğuk duvarlar.
Her zerresinde acının bir kopyası var…
Kokusunu içimde hissettiğim hasret,
Kırmızı bir akşamın son hatırası…
Dikenleri avuçlarken kanıyor yüreğim…
Gittiğin her gün için koparıyorum yaprakları…
En son hatıranı da yakıyorum hışımla,
En son görmek istediğim hayalinken
kaldırımda…
Uzakların kokusu sinmiş mısraların ucuna,
Kör kuyudan seslenen yürek yangını gibi…
Kavuşmak acı bir serenat olmuş dudaklarda,
Gittikçe uzaklaşan, baktıkça derinleşen bir girdap…
İçinde buram buram sevda kokan anılar,
İçinde her dokunduğunda kanayan
çığlıklar…
Zekeriya EFİLOĞLU
Gaziantep
3 Ağustos 2013