DOĞU - BATI
Neden,
nasıl,
niçin,
ne zaman...
-Kaç defa sormalıyız acaba kendimize?
-Kaç defa sorsak cevap bulabiliriz?
-...
...
İnsanlık var olduğundan beri değişmekte ve değişen kendisiyle toplum anlayışları da farklılıklar göstermektedir. Bazı toplumlar aslını korurken, bazıları kısa bir zaman sürecinde değişimin adı olmuşlardır. Bu bazen siyasi, bazen ekonomik, bazen sosyal sebeplerden dolayı...
Dünyada değişikliğe uğramamış toplum yoktur ancak değişirken kendi öz benliğinde olanları kaybetmeyen toplumlar vardır.
-Peki biz bu değişimin neresindeyiz?
-Biz sancılı bir doğum öncesindeyiz...
Biz, Türkiye Toplumu, batı ile doğu arasına sıkışmış bir toplum olarak Osmanlı'dan kalan bir boşluğun tam ortasındayız. Ne Avrupa'yız, ne Asya'yız... Belki de bir Avrasya ülkesi olma kabahatinin cezasını çekiyoruz, kim bilir?
Bir ülkenin huzuru ve toplum düzenini en çok etkileyen unusurlardan birisi olarak coğrafi yapısı diyebilirz. Yıllardan beri süre-gelen köprü olma hevesimiz ve oluşumuz bizi bizden uzaklaştırırken, bizi bize yakınlaştırdı. Modernliğe(Medeniyet-Avrupa) ayak uydurma çabası, kendi içimizde kapanmayacak uçurumlara sebep oldu.
Bir yanımız moda haftalarında düzenlenen derin dekoltelerde kaybolurken, bir yanımız töre denen illetin katı ve aşırı kurallarında tükendi. Bu uzaklaşma ister istemez birbirine yabancı iki toplum çıkardı aynı ülkede birbirinden olan iki toplum... Birbirini sevmeyen ve tanımayan, anlamayan ve küçük gören.
-Aynı ama farklı olan bu iki toplum kimdir?
-Biz'iz yine...
Doğu-batı diye ayırmak istemiyorum ancak, düşünce bakımından insanların ayırt edilebileceğini düşünürsek; doğu ve batı toplumu birbirini anlayamadığı için şu anda birbirini suçlama döneminde. Birisi, "14 yaşındaki kız ne anlar evlilikten" derken, diğeri; "sizin uyuşturucunun üzerine düşen gün doğumlarında parçalanan kız cesetleri nedir?" diye soruyor. Birisi aşırı ilericilikten şikayetçi, diğeri gericilikten. Birisi üç eşli erkeklerden, birisi üç sevgili kadınlardan şikayetçi...
Daha evinde su olmayıp katırlarla su getiren kişi ile evinde sıcak suyun eksilmediği kişinin birbirini anlaması biraz zor. Ancak insan olmanın şartı olan anlayış, biraz daha gelişmeli Biz'de. Son yaşanan terör olayları ve içinde bulunduğumuz dünyada yaşanılan kaoslar bu anlayışı her ne kadar öldürse de, Biz'im ne olduğumuzu gösterip, yıllardan gelen kardeşliğimizi göstermenin zamanı.
Şunca zamandır tırnak ve parmak olmakla övündüğümüz kardeşliği sadece terörün bitirdiğini düşünüyoruz, değil. Toplumsal farklılıklar silahtan daha fazla bir ayırma gücüne sahiptir...
Doğusunda ve batısında, kuzeyinde ve güneyinde herkesin eşit olduğunu anlamak ve bu eşitlikle birbirine bakıp yaşamak lazım. Birbirini kabul etmek adına olumsuz olmamalı düşünceler...
Hiç bir şekilde, hiç bir ayırımın olmadığı bir dünyaya uyanmak dileğiyle...
Melike Melis Öneş
Not : Makale değil 5n 1k