Yaklaşık on günlük bir tatil yaptılar. Her gün denize giriyor,
yürüyüş yapıyor. Bu arada Balı'da ihmal etmiyorlardı.
Köpek on gün içinde toparlanıp kendine gelmişti ve
ikisine de çok alışmıştı. Sabah yürüyüşlerine onlarla
birlikte gidiyor. Hatta denize bile giriyordu.
Onu çok sevmişlerdi. Kısa sürede çok akıllı bir köpek
olduğunu anladılar. Hatta bir eğitim almış olma ihtimali
bile vardı. Zaman zaman belki de daha önce sahipliydi
diye düşündüler.
Dönüş yolculuğu başladığında, ikisi de bu defa yeniden
İzmir'e dönmenin heyacanını taşımaya başladılar.
Döner dönmez önce Saydenin annesine uğradılar.
Nurten hanım onların bu jestini karşılıksız bırakmayarak
yaptığı güzel yemeklerle masayı donattı.
Yanlarında bir köpekle dönmelerine ise çok şaşırdı ve
gerçekten koydukları isimi duyunca çok güldü.
-Bal, bal ha, ha ha ha, nereden buldunuz bu ilginç ismi
yine, çok komiksiniz, Şeker, bal..
Sakın siz çocuğunuz olunca onun ismini de reçel falan
koy mayasınız?
Bu sözler karşısında Kemal ve Sayde kahkahalarla
güldüler.
Kemal
"Biliyordum Nurten hanım, biliyordum, bu isime takılacağınızı"
Deyince
Nurten hanım, bilirsin tabi, ama bilmediğin bir şey var,
artık ne o öyle Nurten hanım falan, ne zaman anne
diyeceksin sen oğlum.
-Şey efendim, siz istedikten sonra ben nasıl demem.
Yani nasıl söylemem Anneciğim.
-Hah işte şöyle, zaten on gündür dokuz doğurdum
Sayde'den ayrılmak gerçekten çok zor geldi bana.
Sayde annesine sarılarak söze karıştı:
"İki kez insan annesinden ayrılır, biri doğarken, biri ölürken,
iki kez insan sevgiliye bağlanır, biri başlarken, biri biterken,
insan hayata iki defa anlam yükler biri ağlarken, biri gülerken."
biz ölene kadar hiç ayrılmayacağız anneciğim, ne seninle ne
de Kemal'le...
Nurten hanımın bu sözler karşısında gözleri doldu ve
-Bak hele, şairin yanında şair de oldu bu kız, bir yerden
mi okudun bu sözleri sen, ne güzel sözlerdi onlar.
-Hayır anneciğim içimden geldi, ne yapalım bundan sonra böyle,
yapacak bir şey yok. Üzüm üzüme baka baka kararırmış. Şair
damada vermeseydin beni.
-Hıh sanki ben verdim. Sen aşık oldun kızım. Ama iyi ki aşık
olmuşsun ikinizi de çok seviyorum.
Bir ara Şeker beni unuttunuz burada der gibi, sohbete katılırcasına
"Hayat ne güzel" diye çığlıklar atmaya başladı. O arada Bal'ın da
havlayarak bahçeden iştirak ettiğini görünce
Üçü de kahkahalara boğuldular.
Nurten hanım: Cümbüşe bakın hele. Oğlum Allah aşkına senin gitarın
nerede? Sen de şunu tıngırdatta cümbüş tamamlansın bari, vallahi,
benim de şarkı söyleyesim var ama önce sofraya dedi ve hep birlikte
neşe içinde sofraya oturdular.
Sofradaki sohbet sırasında, Nurten hanım yeni bir haber, yeni bir
suprizle karşılaştı.
Kemal bir ara Sayde'ye döndü ve suprizi söyleyelim mi anneme?
Diye sordu.
Nurten hanım şaşkınlıkla, hayırdır yine ne suprizi, hiç bitmeyecek
mi sizin suprizleriniz?
Sayde gülümseyerek, biz de supriz bitmez anneciğim, istersen
sen söyle Kemal deyince
Nurten hanım, Allah aşkına benim kalbime mi indireceksiniz?
Söyleyin de hanginiz söyleyecekse söylesin.
Saydenin isteği üzerine bombayı Kemal patlattı.
-Şey anneciğim biz Güzelçamlı'dan bir ev aldık.
-Ne ev mi aldınız? Oğlum neyle ödeyeceksiniz, Siz iki deli gerçekten
birbirinizi buldunuz, Çılgınsınız...
-Büyük bir kısmını ödedik bile anneciğim, kalan miktar için kredi
çekeceğim.
-Dedim ya delisiniz ikinizde, neyse hayırlısı olsun bakalım, sevindim...
Devam edecek
Yazan ve Seslendiren Mehmet Fikret ÜNALAN