Duvara yapışarak yürüdüm geldim gel dediğin yere
ne yer o yerdi
ne de sen o sen
çatıdan düşen bir saçak gibi eğritti durdum bizim yer dediğimiz yere
yalpalandım geçip giden yılların sokağında
eteğimde topladığım anıları düşürdüm
oh oldum
uf oldum
ah oldum yaşanılan her şey adına
azgın bir suyun dalgasına kapılıp uzaklaşan bir nokta görünümün deyim
ardımda bırakmışım yeşil kırmızı hayalleri
rivayet gibi
geveze dudaklarımda boğulan ince titrek bir essin şimdi
baştan aşağı kaygı
baştan aşağı telaşla donanımlıyım
komutanı ,ne saf ne de çocuk
o,
küstahlıkla beslenen eli hançerli bir cellat
seni bana unutturan o koyu gölge ne idi,daha konmadı tanı
şeytan diyor ki, o yüreği yerinden sök at
hay aksi,
verdiğin peşkirin kokusu da kalmamış
o tanıdık aşk kalbime ürperti verecek kadar tenha, loş
ebabil kuşların gagasında yükseliyor kırgın kırılgan yüreğim
en merhametli ağza dua olsam ne
nasipsizlik sapanıyla vurulmuşum , umut deryasında boşa çeker küreğim
mersiyeler, gazeller dizilse ne fayda
her şey geçici her şey boş
yanımda değilsen ne önemi var, ister dünyada ol ister ayda
Çiğdem Çimen
(
Uzun Sözün Kısası başlıklı yazı
Çiğdem Çimen tarafından
26.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.