
Memleketim
sanmıştım
yörem yerim
demiştim
gurbetimmişsin
bilemedim
sürgün oldum
sinenden
döndüm
kendime
dönüş
yolunda çiçekler ölmüş
rüzgar
uğultusu kulağımda
dudağımda
bulanık söz
dilimi
ısırıyorum sövmemek için
sığamıyorum
bendime
aklım
kalbimi zorluyor
başım
gövdeme ağır
darağacında
asılı gibi yana düşer
ayaklarım
birbirine dolaşır
kalbimdeki
sen tunç renginde
görüntün
karmakarışık
bakışım
değişti
Azrail
kapıda el eder
gel diyor
gel
ne
duruyorsun olmuşsun heder
derdim kat
be kat oldu
kalsam
olmuyor gitsem olmuyor
tek bir
sözcük söyle
tek bir söz
uğruna değişir nefesim
düzelir
sesim
Şifam sensin
bilmez misin
kırklar
yediler aşkına
zihnimi oku
göz bebeğime bak
her hücrem
sen der adını yazar gönül defterine
saçlarım
ellerini özledi gel papatyalar tak
hasretin
termit olmuş yer yüreğimi
kırılmış
dalım budağım
sabahımda
sen vardın güneş getiren
gecemde sen
vardın ayı ışılatan
ben bilemem
ki sensiz uyumayı
bitap düştüm
arşa
yükselir avazım ahım
Yolum yolcum
sendin benim
hayalim
aşkına
yandığım
öldürdün
beni sözlerine kandığım
Siyah lale
gizemin deyim
gel de
yazgım değişsin
severken
hala seni
yokluğuna
mahkum eden
sınama sol
yanımla beni
Çiğdem Çimen
Yazarın
Önceki Yazısı