kimse duymazdı...
ölümüm olurdu özlemin,
yüreğime paslı hançerler saplanırdı,
kan damlardı her bir hücremden,
yine sesimi çıkarmaz,
sabırla beklerdim, vuslat gününü
yazgıma, yuvası bozulmuş
mavi bir kuş ağlardı,
o ağlardı,
ben kanardım...
her gün denizi seyre dalardım,
vuslata dair içimde bir umut olsun diye,
Fesleğenler ekerdim,
uzak diyarlardan buram buram
kokunu getirsinler diye
umutlarım sıkışmış kör bir kuyuda
Boş ver be dünya,
sende dönme,
vuslata dair umutlarımı kaybetmek üzereyken
dönsen ne çıkar?
sanki sen döndüğünde o gelecek mi?
yuvası bozulan kuşun yuvası yeniden kurulacak mı?
boş ver, sende dönme be dünya...
İçimde,
bir yudum umut olsaydı eğer,
dünyayı koşar adımlarla dört döner,
gözyaşlarımla ayrılığı kuruturdum
evreni yakar, ateş küreyi kazırdım tırnaklarımla
Melike Melis / Kalinihta Girit
24 Eylül 2013