AŞKIN VEDAYA İHTİYACI YOKTUR
Zaman bölünüyor kendi kendine
Yel/kovan düşlerin kadranında
Bir akrep kuyruk savaşında
Kendi zehri ile ölüyor
Şimdi dilimi bantlasam
Damağım zaptdebilecek mi kelimeleri
Dişlerimin sıkışıldığından sıyrılıp
Seyrek cümleler kurabilecek mi aşk
Ve sen en yontulmamış hislerle
Romana dönüşebilecek misin
Hey gidinin be adamı
Sana hiç babam kılıklı demedim değil mi
Sahi bir köstekli saatinde var mıydı
Ya rugan ayakkabıların
Babam hep tren kokardı
Ateşten kalma yanık izleriyle
Gelirdi de eve
Sanki tüm hamülesini yığardı
Suskun ve asık yüzünden mindere
Lavanta kokulusu
Hatun kişisiydi annem
Gizli gizli okşardı saçlarını
Gizli gizli söylerdi ona şarkılarını
Evimiz biz kokardı
Evimiz aşk doygunu
Akşam tadında bir söyleşiydi bizimkisi
Ve kahvelerimiz en büyük bahane
Tereddüt iklimlerinden arta kalandı
Saçak altlarına sindiğimiz Eylül esintisi
Tutunsa hayatın budağına ellerim
Dediğin gibi
’Serçeden korkan darı ekmezdi.’
Elime yüzüme sıvanmış düşler
Tebessüm sıvamış paçalarını
Gamze çukuruna düşmüşken hisler
Haydi şimdi
’Ayıkla pirincin taşını.’
Hala anlamadın değil mi
Uzatmalı rolü oynamaz hiç bir sevgili
Matine'sizdir aşk
Tekrarı yoktur hiç bir repliğin
Ya hep ya hiçtir sahnesi
Asla çıkmaz yüzünde
Arkası yarın aknesi
Akşam tadındaydı hikayesi
Bitişe gebeyken şiir ertesi
Bağ bozumuna durmuş aşk
Şimdilerde kulak verdiğim
Pilli bir radyodan yüreğime iliştirilmiş
Vedasız aşkların
Radyo tiyatrosu
Penaltıyı sevse de hayat
Uzatmaları oynadığın yeter
Gitmelisin yüreğim
Gittiğin yerde bitmelisin
Çünkü:
Aşkın vedaya ihtiyacı yoktur
Ya gidersin ya da kalırsın
HÜZÜN ŞAİRİ: N Y