Say ki Bugün Son
Günün...
Niyettir asıl olan; akleden hedef koyar,
Bakmaz yolun sonuna; yakını uzağına.
Kim ki Hakka kulluktan sıdkı sıyırır, soyar
Fazla sürmez düşmesi şeytanın tuzağına.
Ârif olan anlıyor; hilkat ne, hakikat ne?
Âlemin giz'lerini çözüyor birer birer.
Gaflete dalan bilmez; inanç ne, itikat ne?
Özünden uzaklaşır, şekilden şekle girer.
Elde ufak bir mumla girilmez dehlizlere
Kasvetin karasını Allah sevgisi boğar.
Gâye Hakka varmaksa, bak önünde izlere
Ye'sin bittiği yerde her zaman umut doğar.
Düşündün mü arkadaş! Muhâcir neden garip?
Neden VATAN denince, sıla burnunda tüter?
Bilmek istersen şayet; hangi dertten muzdarip
Yar toprağın
bağrını, kim yatıyor bak, yeter.
Çok zor sanma
cevabı; "gâye ne?" sorusunun
Hiç korkma
sağlam ise, ayak bastığın zemin.
"Yıldızlar"
rehberidir yolun en doğrusunun
Kırılsa da
pusulan, limana varır gemin.
Farzet ki koparıldı mâziyle olan bağın
Işık tutsun Velî'ler, göstersin sana yolu.
Kalbinde iman varsa sarsılmaz gönül dağın
Bir dağ ki dağa zemin; Türkiyem, ANADOLU.
Bir yanda el uzatmış, "gel" ediyor Mevlanâ
Aşk doğramış ununa, özenle yoğuruyor.
Allah'a giden yolda anlam katmış her âna
"İlle de edep" demiş; edebe çağırıyor.
Öte yanda Yunus'uM; dilinde sarı çiçek
Öz dermiş, bal eylemiş; sunmuş gönül kabından.
Sevgi sermiş kalplere; ilmek ilmek, saf ipek
Uyandırmış, uyarmış, cehennem azabından.
Gir, tefekkür bâbından; geçsin hevâ, hevesin
Dünya mü'mine zindan; sebebi var sürgünün!
Bir bedeli
olacak elbette her nefesin
Üç günlük bu âlemde, say ki bugün son günün...
Mecit AKTÜRK