Mayın tarlası gülüşlerim
mimiklerimin hareketine bağlı her biri
sevgi görmemiş tüm gözlerin
ele başıyım bu gece
ateş narı serseriliğim,
bakışların hapsinde
ne vakit asiliğim tavan yapsa
yokluğunun uçurumunda
asılı kalıyor
yüzü asık yüreğim
kir kokulu yılların anıları
gülleri kıskandırıyor
zaman eskidikçe
şehrim'de akşam oluyor
şiirlerin gölgesi beliriyor
adım attığım her yerde
dilimden düşmeyen yıldızlara
lakap takıp
seyrediyorum çıplak gökyüzünü
zifiri karanlığın ardında
gizlenen zühre yıldızını
saran kasvet,
derinlerde üşüyen azalarını
yağmura esir bırakıyor
yürüyorum yürüdüğüm yol sırdaşım
gece diyar diyar dolaşıyor tenimde
inletiyor sersem dudaklarımı
sakince birde mırıldanarak acıları,
dertleri önce çoğaltıp,
sonra azaltarak
tütsülenmiş nergis kokusu soluğumda
Nefes alıp verdikçe
bozuyor kalbimin ritmini
ötelerden yankılanan
ihânet çığlıkları
deli gibi öksürtüyor gözlerimi
Yazılmamış şiirlerle dolu ceplerim
kıyametler kopuyor
kalemlerin kağıtların
dudak araları boş kalıyor
baht'sız yağmurların ıslanmış kirpikleri
sürgünlerde bu gece
Karanfiller gökyüzüne gülümsüyor
nasır tutmuş ayışığı sayesinde
bir kıvılcım, bir söz yeter dillenmeye
Ölü suretli insanların kol gezdiği
mezar kokusu yutan ruhuma
paslanmış aşklar üflenir
ve şimdi iki elimin arasında başım
düşünüyorum düşündükçe kıvranıyorum
sohbetini özlediğim dostlarmı
yoksa merhametten yoksun
" AŞK "larmı DAHA VEFASIZ..?
zєץиєp є¢є єяєи