NE OKUYACAĞIZ, SEN
BÖYLE YAPARSAN!
Dün moralimi bozan her türlü canlı-cansız oluşumlardan arınmak amacıyla her zaman yaptığım şeyleri uyguladım sırayla. Müzik, kitap, yazmak… Ve bozuk olan hissiyatımı iyileştirmek için çok sevdiğim ve bana çok iyi gelen kütüphaneye gitmeye karar verdim. Bir öğrenci olmanın dışında sanatımı ve işimi yapmam gerektiğinin farkındaydım. Bir araştırma hazırlıyorum.
Kütüphaneyi hem ders çalışmak hem de araştırma yapmak, kitap incelemek, ansiklopedi karıştırmak adına hep bir fırsat olarak görmüş ve bu fırsatı elimden geldiğince kullanmaya çalışmışımdır. Bu hevesle kütüphanenin kapısına kadar geldim. Tam merdivenlerden çıkmak üzereyken yan taraftan orta Ayaşlı bir adam kütüphanenin tadilatta olduğunu söyledi. Esefle tadilatın ne zaman biteceğini sorduğumda ‘3 ay ‘ cevabını aldım.
Düşünmeden edemedim doğrusu 3 ay biz ne okuyacağız?
İSTATİSTİK DEDİĞİN
‘Bir Japon yılda 17 kitap okurken, 4 Türk ise ancak bir kitap okuyor.’ Sıkça işittiğimiz bir istatistiktir bu. ‘VAH VAH’ diyorum içimden, bu gibi söylemlerle bize kitap okumayı sevdirmeye çalışan insanlar lütfen şu istatistiği de bir paylaşsın lütfen. ‘Japonya’da kaç insana bir kütüphane düşüyor? Türkiye’de kaç insana bir kütüphane düşüyor?’ Biz kitap okumayan Türk milleti(!) olarak merakla bekliyoruz cevabı.
Ben Düzceliyim ve Düzce’de yaşıyorum. Burada halkın kitap alıp okuyabileceği yalnızca bir kütüphane var. O da yetersizce ve eksikleriyle çıldırtıyor. 350 bin insana bir kütüphane düşüyor. Ve buna da şükür dediğimiz zamanlarda ondan da yoksun bırakılan bizler ne okuyacağız?
Sorun aslında kitap okumayan Türk insanında değil, sorun okumayı sevdirme çalışmalarının yanlışlığında. Sorun olmayan kütüphanede de değil, sorun o kütüphaneyi yapmayanda!
MEHMET GÜNESEN
twitter/instagram
@mgunesen123