Türk-İslam
âlimleri serisi – 89
NASURİDDİN TUSİ
D. 1201 – Ö. 1274
Fars
bilgini İslam filozofu denilir,
Moğol
istilasında Bağdat’a gelmiştir,
Babası ve
dayısından dini öğrenmiş,
İbn-i
Sina’nın “İşaratı” etkilemiştir.
O Kemaluddin
Hasip’ten matematiği,
Burhanuddin
Hemadan’dan hadis ilmini,
Pek çok
ilim dalıyla yakın ilgilenmiş,
Devamlı
takip edermiş ilim meclisini.
El-Mutasım’ı
öven kaside yazmıştır,
Kasideden
sonra sürgüne gönderilmiştir,
Hassan
Sabah’ın halefi aracılığıyla,
Alamut
Kalesi’nde bir zaman saklanmıştır.
Yarı
tutuklu olarak Meymun’da tutulmuş,
Bu kale
Moğol eline geçince kurtulmuş,
Moğol
Hükümdarı Hülagu yanına alır,
Bütün
bilimsel çalışmasına destek olmuş.
Ünlü
Maraga Rasathanesi’ni kurmuş,
Bu kurumun
başında bir zaman bulunmuş,
Rasathane
yanında Kütüphane yaptırır,
Bu
kütüphane ki; dört yüz bin kitapla dolmuş.
Abaka Han
tarafından korunmuştur,
Bu sayede
önemli eserler sunmuştur,
Felsefe
dalında çok etkili çalışmış,
Bugüne
gelen Felsefe ekolü kurmuştur.
Meşai filozoflarını
takip etmiş,
Şiiliğe
uyarlamada etkili olmuş,
“Sistematik
Etik” kitabını yazmıştır,
Bu kitap
İslam dünyasında ilk denilmiş.
Nasuriddin Tusi der ki: Çocuğa doğumundan itibaren ona uygun bir ad verilmeli (çünkü adlar kader üzerinde etki yapar), iyi bir sütanneye sahip olmalı ve yetişme döneminde çocuk kötü huy edineceği ortamlardan korunmalıdır. Bu süreçte ona aklını kullanmasını ve akıl yoluyla elde edilen erdemleri sevmesini öğretmek gerekir. Arzularına hâkim olmanın ve kendini tutmanın bir erdem olarak öğretilmesi gerekir. Bundan sonra ise çocuk hangi sanata ya da ilgiye yetenekli ise ona yönlendirilmeli ve özendirilmelidir.