Daldım

 

Daldım da mahşerime, bir daha çıkamadım

Gözüne meftun oldum, puslandım, akamadım

Perde çekti yüzüme, Leyla’ma bakamadım

                      Gölgen beni yakarken, ben bende üşüyorum

                      Yüreğinden damlayıp yerlere düşüyorum.

 

Aşkında mübeccelsin, sevdan arşa ulaşır

Parlayan asumanda, huzme huzme dolaşır

Kurtulmam imkânsızdır, şavkı bana bulaşır

                              Ben aşkın tandırında yanarak pişiyorum

                              Gözündeki nurunda parlayıp ışıyorum.

 

Bulamadım derdime senden başka ilacı

Günlerim zehir kusar, gecelerim çok acı

Kırılıyor her dalı, kurur gönül ağacı

                         Rüzgârla savrularak sonsuza koşuyorum

                         Bahtımdaki ufuktan, ağlayıp aşıyorum.

 

Berzahına giderim, ömrüm vefa ederse

Halime şükür derim, bırak eller ne derse

Ferhat dağları delmiş, gelip beni bir görse

                          Vurduğu külüngünden, daha çok coşuyorum

                          Dolanıp o dağların, döşünden taşıyorum.

 

Bekir der, sadakati, yalnızlığı yar ettim

Eller âşık dedikçe, ben utanıp ar ettim

Senin için ömrümü yaka yaka har ettim

                         Bu vefasız âlemde üzülüp şaşıyorum

                         Bunca kahır dert ile yıllardır yaşıyorum.

 

Bekir Akbulut

30.08.2012

 

 

 

 

( Daldım başlıklı yazı Ozan İhlasi tarafından 1.01.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu