Kasabanın gelinleri ile kaynanaları düzenlenen bir turistlik geziye katılmaya karar verirler.
Gelinleri bir otobüse, kaynanaları da bir başka otobüse bindirirler ve yola çıkarlar.
Bir süre sonra kaynanaları taşıyan otobüs, bir dönemeçte aşırı hız nedeniyle savrulur ve derin bir yardan aşağı taklalar atarak param-parça iner tabana, maalesef bu elim kazadan kurtulan olmamıştır.
Arkadan gelen otobüsteki gelinler kazanın olduğu yere gelip de olayı gördüklerinde, hepsi birden ayağa kalkıp, el çırparak başlamışlar sevinç çığlıkları atarak oynamaya, içlerinden bir gelin hariç. Tek ağlayan da odur içlerinden.
Bu durumu hayretle izleyen otobüs kaptanı, herkes oynarken, ağlayan o gelini gördüğünde merakla, “ nihayet kaynanasını seven, onun için ağlayan bir gelin varmış demek ki “ der ve ağlayan geline sorar;
“Diğerleri kaynanalarının ölümüne sevinip, gülüp oynarlarken, sen neden ağlıyorsun, çok mu seviyordun kaynananı? “
*muzaffer yıldırım