.
Her ömrün bir bahçesi bir dilek yıldızı saklı iksirine
güneş ömrü ne kadar o kadar örüyor iksirini
sarı gül kokusu kendi iksirine sulanır bahçesinde
ipeksi dokunuş güneş rengi üstelik dikensiz diken
sahte güllerden anlaşılır değeri değerinden çok
kanatır yüreği damlası düşmüş bahçesine
salla nan yıldızlı gecelere gömülür
aşı tutmadan aşka yaprakları yuva yaptırır
..
Umutlarımı koparıp ;
kirpiklerim den avuçlarıma saklıyorum
sıcaklı bakışlara kayıp iniyor dudaklarım
turnaların kanatlarına uçuruyorum sevişmeleri
ve kendi mi kandırıyorum kalesi viran olmuş şehrine
anlıyorum ki şu kısacık ömre sığdıramadık ömrü
ömrümün bahçesine öksüz bıraksam kelimelerimi
silinmiyor silinme yenler arasından üç harfli kelime
fora veriyor her bir harf bir bir, kul kul kül oluyor
savruluyor her biri yakamozlu yıldızlardan bir bir
hikayem bitmiyor sen doldurmayınca seni mi
...
kim daha çok seviyor sevmiyor sevdasına
kim daha çok yaşıyor yazıyor yarışına
kim daha çok miras bırakacak
mirasım olan beyazlarını
mirası olan kefensiz beyazlarına
hisse mi alırım ölmekten değil
miras sız ölmek vardır ya
işte o ! ömrümün bahçesi
Gülay GÖKTÜRK