Katli vacip bir yokluktun sen her sonbahar da
kızıla bulanmış yalnızlıklarım kan kokarken
ellerim titrek gülüşlerim keskin
yar;
şu sinemden sızan yazgı ne
siyahı sevdim diye siyahı giydim diye mi
yapıştı kaldı kara bir büyü gibi üstüme
olmaz ki;
kaç libası soydu gece tenimden
sancısız doğmadı hiç bir sabah şehrime
kızıl gün şafak atarken yokluk nöbetleri çöreklenirdi ufkuma
sarılırdım soğuk bakışlarının çiğ yeşili yapraklarına
öğle bir müptelaydım ki;
ayyaş diyorlardı gönlüme
içmezdim oysa ki; sarhoşluk veren hiç bir içkiyi
haydi sor meyhaneciye, uğramış mı yolum sokağına
değmiş mi dudaklarım harama
deli;
yalan be koskoca bir yalan
oysa ki;
temiz düşlerim vardı mutluluk kokan
ikbalime engel durur bu fesat b/akış
nedir bu kibrin?
göğe mi çıkacaksın
gönlün rahat eder mi yükseklerde
karun kadar servetin olsa
bil ki;
himmetin yoksa nazarıma
sürünerek gideceksin mahşer-i huzura
Nuray AYHAN...