Öfkemin derin sessizliğinde
harcadım duygularımı dün gece
kumar masasında.
Karanlığını yazdım mezar taşına
gülleri soldurdum bir bir toprağında.
Günlerden ayrılık,yıllardan hüzün.
Hangi dilin yalazı dır ki;
Budadı parmak uçlarımdaki günleri
bulunmaz bir bilmece oldu anılar.
Yaprak yaprak dağıldı
mazinin pembe gülü.
Sevincim ağrıdı penceremde
aynı kenti soluduğumuz halde.
Çiçeklerini ertelemiş bir bahar yüreğim.
yumruk gibi gözyaşları içinde
Çiğ taneleri düştü üstüme
mevsim sizim bugünlerde...
Yürüdüm toprağında azalarak
düşlerimi emeğim ile yıkayarak.
Eğildim baktım gözlerinin kuyusuna
bir gölge gibi geçtim gözlerim kamaşarak.
Gül rengi tan yeri dilendi yapraklarını
Eksik yaşanmış belli ki bahar ayı...
Tutuşan sözlerim ateşinde kıvılcım saçıldı
gözümde gülüm aynamda hayalin ağlayarak.
Ey suskun sancım
gül yoruldu ateş susadı
Güz indi gülistana.
Avucumda koşan bir anneydi yüreğim
keşke, keşke ellerine verebilseydim...
Yapraklar yaprağa düştüğünde
haykırdım anıları çağıran geceden
Sihirli bir anahtar olup
açsaydım kilidini yokluğunun
Beynime zincir vursa da engelin.
İstiyorum ki;Ayakta dursun her harfim
gözlerinin elâsına bulansın duvarım.
gönül rengine boyansın
saman yolu boydan boya
pusulam asılı kalsın
soluduğun iklimin gün batımında...
Hadi kalk gel;
saçlarımı tara Nisan yağmurlarında...
Gülden mevsimler oturuyordu
dudaklarımızda pespembe,
şimdi sessiz esiyor gül kasırgaları tende...
Ferda Özsoy
(
Güller Ağlıyor başlıklı yazı
ferda'ca tarafından
9.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.