Böyle rüzgara direnirken
Sakin gümüşi akasya
Senin kadar kayıtsız
Bu hüzünlü vedaya
Güneş çoktan sabırsız
Gölgeler takmış peşimize
Usulca dinlermiş
Yetiştirecekmiş birilerine
Sonbaharım zaten alışık
İçimdeki fırtınaya
İlkbaharım koşup duran
Bir telaşlı ansızın geçip gitmiş
Bir bende kalmış heyecan
Bir bulut üstümüzden
Selamsız sabahsız geçmiş
Az bir rahmetle
Eyvallah deyip geçiştimiş
Böyle oynaşırken martılar
Denize uğrarlar arada bir
Senin kadar sancısız
Vapurun çığlığına
Bir o kadar kaygısız
Düşmüyoruz dillerinden
Dünüm zaten yapışık
İçimdeki hatıraya
Yarınım bilmiş şimdiden
Şiirler peşinen seçilmiş
Bir şarkı ikimizden
Hiç bahsetmemiş
Böyle dalgın kalabalık
Herkesin derdi başka
İşin yoksa ayrılıktan bir demle
Sokul içlerine bir aşkla
Bir kuru ekmek bir kuru toprak
Neyine yetmez suyun yanında
Yeri hiç mi özlemez
Sendeki yaprak gümüşi akasya
Gidenin ardından bir iki mısra
Gündüzümde dilime yapışır
Gecem hepten koyu bir fırça
Yalnızlık yanıma kar kalır
dr.süreyya önder