En büyük düşlerin penceresinden
Bir yel girer
Üşür yalnızlığımız
Sarılır gönlümüz anılara
Ve sevişir haylaz sarmaşıklarca
Eskimeyen şarkılarla sarmaş dolaş olur an
Sarılır sevginin bahar dallarına….
Alır götürür bir yel bizi uzaklara
Mevsimler lal olur
Dillerimizde eski bir şarkı
Savruluruz ölümsüz nakaratların kollarında
En doyumsuz kırlara…
Kor ile harlanan gövdemizin
Bıçkın naraları duyulur geçmişin derinliklerinden
Endamlı tüller aralanır
Sevinçlerin kolunda çocuktur zaman
Alır götürür bizi bir anlığına bile olsa kendimizden...
Ardından
Dün ile bugün birleşir bir tınıda
Ağlarız iç çekerek
Gözyaşlarımızı kimselere göstermeden...
Kıymık tene battıkça
Acır içimiz
Gül dudağımıza aşina bir mevsimce
Sokulur yorgun nefesimize
Duayla aralanan dudakların
Zemherisi sokulur o içimizin alaz yangınlarına
Durdurulamaz öpüşlerinde anların
Sevinç ellerimizi bırakır
Koşar gider o nefesimizin kesilmediği
An kesiği hazin yıllara...
Selahattin YETGİN