NEVRUZ NEDİR, NE DEĞİLDİR?
Nevruz sözcüğü Farsçadır. Nev yeni demektir. Ruz da gün anlamına gelir. Yani nevruz yeni gün demektir, kışın bitmesi, baharın resmen gelmesidir. Nevruzda güneş Koç burcuna girer. Pers hanedanı takvimine göre yılın ilk günüdür. Nasıl yılbaşında yeni yılın gelmesi kutlanıyorsa nevruzda da baharın gelişi kutlanır. Çünkü baharla birlikte doğa sanki yeniden doğar; ağaçlar ve bitkiler yeşerir, çiçekler çiçek açar, gelin olmuşçasına türlü renklere bürünürler. Kışın buruşan yüzler canlanır, doğamız allanır pullanır, mutluluk sarhoşu olur.
Anadolu’nun kimi yörelerinde halk takvimine göre baharın ve yeni yılın başlangıcı kabul edilen 21-22 Mart tarihlerinde kutlanılan bu geleneksel halk şenliği, “Sultan Nevruz” ve “Mart’ın dokuzu” diye de anılır.
Nevruz, Türk Halk Edebiyatı’nda ve Divan Edebiyatında “Nevruziye” adı verilen şiirlere konu olmuştur. Nevruziyelerde ağaçların çiçeklenmesi, havanın ısınması, Hazreti Âdem’in yaratılışı, Nuh’un gemisinin karaya oturuşu, Hazreti Ali’nin halife oluşu, hatta bugün doğuşu, bu kutlu olaylardan duyulan mutluluk dile getirilir.
Nevruz günü kırlara çıkılıp topluca yemekler yenilir, gülüp oynanılır, çeşitli eğlenceler düzenlenir, yarım kuzu sayılan haşlanmış yumurtalar tokuşturulup neşeyle yenilir.
Nevruz, Anadolu’da olduğu gibi tüm Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde, İran’da, Irak’ta, Mısır’da da yaygın bir bayramdır.
Ne yazık ki bu gelenek sadece bir etnik grubun(Kürtlerin) kendilerine özgü bir bayramıymış gibi sunulmak, kabul ettirilmek istenmektedir. Nevruz sözcüğü Farsçadır yani İranlılara ait olduğu halde Kürtler bu sözcüğü “newroz” biçimine dönüştürerek sahiplenmişlerdir. Caddelerde lastikler yakılıyor, sloganlar atılıyor, çevre kirletiliyor, polislerle çatışılıyor, ortalıkta bir hayhuydur gidiyor, vatandaş aman başıma bir şey gelmesin diye, bırakın kırlara gitmeyi, evinden dışarı çıkmaya bile korkuyor, şu gün kazasız belasız bir sona erse diye dua ediyor. Pencereden korkulu gözlerle bakılıyor, her şeyden ürkülüyor...
Hadi gelin bu bayramı bayram gibi kutlayalım, slogan atmadan, ortalığı velveleye vermeden, gürültüsüz patırtısız bir bayram günü yaşayalım; el ele verelim, sen ben demeden, din ve ırk ayrımı gütmeden doyasıya eğlenelim, halay çekelim, hora tepelim.
Doğa her bahar nasıl yeniden doğuyorsa, bizim içimizde de yeni, güzel duygular, iyi düşünceler doğsun, Gittiğimiz yol iyilik, güzellik, doğruluk yolu olsun. Bu yoldaki düşünce ve duygularımız kötülüğü, çirkinliği boğsun, ruhumuz mutluluğa doysun.
Erhan Tığlı
*******************