İnsaf et kadın insaf, üç kız da bizde var, bunları sen söyleyeceğine ben diyorum. Kayın-valide - Eee işine gelmeyene işte kapı ta orada, gitmek isteyene yol açık! Üç aylık evliliğimden, altıncı ayına kadar zor dayanmıştım, hep dayak kötü söz. Merdan annesinin sözünden çıkmayan ama silik karakterli bir gençti, babasıyla pek anlaşamaz, iş çıkışı eve gelir yemekten sonra ise kahvenin bir köşesinde meskenini tutardı. Bazı akşamları eve oldukça geç gelirdi, şarabın kokusu kapının kilidini açmasıyla sanki burnumun ucuna ben içmişim gibi gelir, midemi bulandırırdı. Evlendiğimizden beri sağlıklı uykuya hasret kalmıştım, şimdi içeri gelecek yine etimi burup sessiz sessiz beni ağlatıp tecavüz edecekti. Daha fazla dayanamayıp öğretmenime küçük görümcem Zehra ile haber uçurmuştum, 11 yaşındaki en küçük görümcem; - Sana yenge demem komiğime gidiyor, tamam yaşın 16 gösteriyor ama daha 12 yaşındasın, ben senin yaşında asla evlenmem deyip gözleri yaşarmıştı, bunu fırsat bilip. Ona - Öğretmenim benden kına gecesi, yüzüme örtülen al yazmalı baş örtümü alıp getirmemişti, onu istiyorum mutlaka getirsin diye haber gönderdim, okul dönüşü bir öğrenciyi bu denli hararetle beklediğimi hatırlamıyorum. Zehra bana; - Zeynep abla öğretmene söyledim, ama böyle bir yazma senden almamış, hem neden alacakmış ki? Sinirden dudağımı ısırıyor muşum, bana; - Tamam ya, yarına bir daha söylerim, dersler yoğun olunca belkide unutmuştur, olmazsa yarın ağabeyime söyle o gitsin almaya dediğinde paniklemiştim. Ertesi gün akıllı görümcem öğretmenimi eve getirmişti, bu sevincimi anlatamam! Zehra - Zeynep yenge öğretmenin geldi diye haber verdiğinde, ağlamaya başladım, öğretmenim bana sarıldı, elini öptüm. Bana - Zehra iki kez bana gelip al yazmanı benim senden aldığımı söylüyor diyemeden, ben göz kırparak! Öğretmenimin sözünü büyük bir ustalıkla kesmiştim, o arada kaynanam hayırdır hoca hanım dediğinde; Öğretmenim; - Zeynep bana al yazmasını vermişti ama nereye koydum
inanın bilemedim dediğinde, kayın validem - Vallahi üç aydır ararım o yazmayı, ama bulamadım demekle bana bilmeyerek adeta yardım etmişti. Usulca Allah'ım ne büyüksün demiştim. Öğretmenim fazla oturmadan, bana bir bardak su getirir misin Zehra dedi, kız mutfağa gittiğinde ise ne oluyor gibi gözleriyle soru sorup, kaynanamın görmez yanından, kollarımdaki morlukları gösterip, parmaklarımı kalem gibi kullanarak elimin ortasına yazı yazar gibi!
Size not yazacağım izlenimini yaratmıştım. Hemen tuvalete (wc) gidip ona bir pusula yazdım. Kaynanamın neredesin gelin, ne bu kadar sık gidersin
yoksa hamile misin kız, miden de bulanıyor mu? dediği duyduğumda içimden Allah'ım koru diye defalarca yalvarıyordum.
Yazmış olduğum not ise; ''Annemi istiyorum, çok aciz ve çaresizim öğretmenim, evlatlarınızın başı için, sen de annesin'' Kaynanam neredesin gelin hocan gidiyor dediğinde, güle güle öğretmenimin avucuna pusulayı sıkıştırmıştım. Düğün gecesi gelinlik giyeceğim gelinlik diye ayak direten küçük cahil nerede? Altı ayda büyüyen, şimdi ki Zeynep nerede? Hoca hanım karakola uğrayıp, durumu anlatmış, ama şikayet edenin ben olduğu lütfen bilinmesin dediğindeyse. Baş komiser; - Siz merak etmeyin hoca hanım, bizler bu işlerle haşır neşiriz, kızın annesi ve babasını polis arkadaşlarla, küçük gelinin kaldığı eve gidip, yaş küçüklüğünden dolayı cezai müeyyideye kanunca uyulmadığından zaten hep beraber ceza yiyecekler, ama küçük gelin Zeynep kurtulacak, kuşkunuz olmasın demiş. Ertesi gün polisler babamı, annemi, ağabeyimi kendi evlerinden alıp, kayın-pederimin evine baskın yaparcasına hepimizi karakola aldılar, sorgulandıktan sonra da mahkemeye çıkarıldık. Herkesin üzerine düşen cezayı çekmesi üzerine rahat bir nefes aldım. Hakimin adın ne dediğinde ona 'AL YAZMALI ZEYNEP' derken hıçkırarak ağladığımı ama mahkeme salonunda bulunan bir çok kişiyi ağlattığımı biliyorum.
Yine hakim beyin sorduğu bir çok soru üzerine; - Evet okumak istiyorum, Hakim amca birde 'ANNEMİ İSTİYORUM' unutmadan, birde çocuk gelinler evcilik oynamasın demiştim. Psikolojim bozulduğundan haftada bir kez psikologa gitmem gerektiği, tedavimi aksatmamam gerektiği söylendi.
Aileme geri kavuşmamın sevinci beni çok ama çok mutlu etmişti. Düğün dernek olsa gider miyim diye sorarsanız, hayır derim. Gelinlik görmeye ise hiç tahammülüm yok, aklımdaki en büyük arzum okumak! Kim bilir belki de karşınızda yarının ünlü bir savunma avukatı duruyor olamaz mı? Özellikle de çocuk gelinlerin haklarının korunmalarında ya da adalet mekanizmasının zeki otoriter bir mihenk taşı! Ne dersiniz?
(
Al Yazmalı Zeynep ( Annemi İstiyorum ) 2. Ve Son Bölüm başlıklı yazı
GülsenTunçka tarafından
26.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.