İsim ve adresleri değiştirerek yazdığım gerçek bir anı, Neslihan'ın hikayesi. İstanbul fener, çarşambada otururken benden küçük ve bana abla diye hitap eden bir genç kız vardı. Ona devamlı bu yaşta aşık olmanın eğitim yaşamında hiçte kolay olmayacağını derslerini etkileyeceğini defalarca söylememe rağmen, bir kulağından girip diğerinden çıktığını görüyordum. Neslihan'ı uyarmış, ailesinin muhafazakar olduğuna dikkat çekerek, ağabeyin duyarsa seni dövebilir ebeveynin seni okuldan alabilirler demiştim, yaşının verdiği deli dolu hareketlerinin üstüne basa basa söylüyordum, meğer hepsi boşunaymış.
16 yaşında deli dolu genç kız Neslihan kendinden 6 yaş büyük olan Yılmaza aşık olunca işin çığırından çıkacağı gün gibi de aşikardı ama, bunu sadece o göremiyordu. Bir gün beni annesi iş dönüşü beklemiş ve bana - Kızının huyunda bir takım değişiklikler olduğunu, agresif ve saygısız tavırlar sergilediğini ona nasihat vermemi hatta size o kadar sık geliyor ki, bir şey demediklerini söylemişti. Tamam Selma teyze, merak etme, nasihatten geri kalmam dedim fakat son söylediği cümleden çok rahatsız olmuştum. Oysa bize sıklıkla gelmiyordu, anneme Selma teyzenin selamı var, ama canım sıkıldı Annem hayırdır canım ne oldu ki, Neslihan bize sık geliyormuş, demek ki yılmazla sık sık buluşuyor, iyi de ben ne yapabilirim, kızın başına bir şey gelse ilk bizim canımız sıkılacak, konu komşunun ağzı torba değil ki büzesin, annem - Sen çalışıyorsun Neslihan ise okuyor ve senden bir hayli küçük, kendini suçlamam ise saçmalık, insanın içinde olmayı görsün.
Annemle akşam yemeğini hazırlarken babam mutfak kapısından bizim hararetli konuşmamızın kahramanının komşu kızı olduğunu anlamış konuşmamıza dahil olmuştu. Yemek masasındaki mevzumuz komşu kızıydı. Benden 3 yaş küçük olan erkek kardeşlerimin en büyüğü - Bana sen karışma, kabak bizim başımıza patlamasın.
Ben - İyi de ortada bir güven meselesi var onu ne yapacağız.
Annem - Ben Selma hanıma çıtlatmış olsam, ya kocasına söyleyip daha vahim sonuçlar doğurursa deyip dolanıp durdu.
Babam - Sabri bey kendi halinde mazlum adam da, oğlu sinirli, birden parlayıp Gülsen’i yolda gördüğünde yanlış konuşursa külahları değişiriz hele ortanca erkek kardeşimin -Aynı okuldayız, erkeklerle çok samimi konuşuyor, iyi kız ama herkes onun yaptığı bazı hareketi pek uygun bulmuyor.
Sanırım bardağı taşıran son damla bu oldu, ailece karar verip Neslihan'ın bize gelmesini engellemekti. Şöyle ki: Çalıştığım iş yerinden o haftadan itibaren 2 haftalık izine çıkıp kullanmam gerekti, müdür beye iznimi önümüzdeki ay kullanmak istediğimi söylediğimde sorunsuz elbette demişti. Pazartesi günü, iznimin ilk günü sanan Neslihan bizim eve gelerek anneme Gülsen abla müsait mi size geldim teyzecim demiş Annem - Gülsen çalışıyor Hani izne ayrılmıştı bana bu günden itibaren 2 hafta evde olacağını söylemişti deyince, annem - İş yerindeki nişanlı arkadaşı evlilik alış verişi ev tutma düzen vs. oldukça yoğun döneme girince Gülsen ablan belki de kış izni ile yaz iznini birleştirip Antep'e gitme ihtimalimiz var demiş. Artık geldiğim yolu değiştirir olmuştum. Alt caddeden eve gelmem demek, 2 vesait demekti.
Kapının zili çalındığında açtım, Selma teyze bir akşam bize elinde bir tabak kek getirmiş onu içeri davet etmiştim, yok gelmeyeyim, kim var bende hepimiz dediğimde gülüştük. Utana sıkıla içeri giren Selma teyze herkese iyi akşamlar demiş koltuktaki yerini almıştı, İki erkek kardeşim hoş beş ettikten sonra diğer odaya geçmek için müsaade istemiş ve misafir odasından çıkmışlardı. Hislerimde yanılmamıştım, bir şey vardı da ne? Dereden tepeden derken, Selma teyze nereden başlayayım Fethiye hanımcım, bizim oturduğumuz kagir evi komple yıkıp yerine 4 katlı apartman dikeceklermiş, 3 aylık kira istemiyorlar ama nereden bulacağım bu halimle Annem halinde ne var Selma hanım, yardımcı oluruz, taşınmanız, ev arayıp bulmanıza. Komşumuz daha da rahatlamış, muhabbet koyulaşmıştı, müsaade isteyip bir diğer odaya yatmaya geçmiştim ki, kapı çalınmış, kapıyı annem açmıştı, gelen Neslihan tabi ilk sorduğu kişi ise ben.
Duydum ama odadan geri çıkmadım, aslında bu Selma teyzeye bir uyarıydı, aradan bir dakika geçmeden neden bir hoş geldin dememiştim. Durumu annem ve babam bildiğinden özellikle de annem Neslihan'ı okul, ders ve arkadaş çevresi açısından biraz sıkıştırmış. o da Gülsen abla erken mi yattı diyerek sorulardan sıvışma gereğini duymuş. Selma teyze kızına sen gelmeden bir dakika önce buradaydı, yoksa senin bir saygısızlığın mı oldu? Yarın ben sorar öğrenirim dediğinde kızı benimde matematikten bir kaç problemim vardı onu gösterecektim dediğinde babam mevzuya karışarak. - Diğer çocuklar içeride çağırayım masada oturup yapın. Neslihan'ın yüzünü somurttuğunu gören annesi - Yarından tezi yok, ev aramaya başlayacağız arada ev aramaya sizle de gider miyiz Fethiye hanım, Elbette ne zaman istersen gideriz yanıtını alan komşumuz müsaade alarak kalkıp gitmişler. Şans eseri bir hafta sonra kiralık daire bulan Selma hanım yolda beni görünce ilk müjdeyi bana vermiş haftaya taşınacaklarını söylemişti, bu habere çok sevindiğimizi söyleyemem, sonuçta cahil kız nereye çeksen oraya gidecek bir potansiyeli vardı. Toplam 2 haftada bizim muhitten taşınmışlardı. Artık ne Neslihan’dan bir haber vardı nede ailesinden. 3. Hafta annemle onların evini görmeye gittiğimizde annesi kızından dert yanıyor, ne yapacağımı gerçekten bilemiyorum Allah cc. bana sabır versin, 2 çocukla baş edemiyorum senin 4 çocuğun var Fethiye hanımcım ama biz mi yetiştiremedik yoksa onlarını karakter zayıflığı arkadaş çevresi mi? Oğlum Furkan evlenmek istiyor ama elde avuçta şimdilik pek yok, neyse ki çalışıyor, bir yıla kalmaz Allah'ın izniyle nişan da takarız ama kız fena, ne laftan anlıyor ne sözden. Dedikoduları kulağımı tırmalıyor, bir gençle konuşuyormuş, oğlan kızdan büyükmüş iyi de kız çok küçük.
Ben ise söze hiç karışmıyordum Annem Selma hanımcım, senin kız çok küçük okulu bitirsin bakalım, çalışma hayatına atıldığında bir söz, nişan derken aradan 4 yıl geçer aklı malik olur. Neslihan nerede diye sorduğumda yine o gencin peşinden gitti abisi duysa bacaklarını kırar. Orada Selma teyzeye bize sık geldiğini söylediğinizde çok şaşırmıştık, oysa sık gelmiyordu muhtemelen o gençle beraberlikleri uzun zamandır devam ediyor. Bence de Gülsen, kızımın, vazgeçmeye ise hiç niyeti yok diyen kadın hayıflanmıştı.
Çevremizdeki inşaat gürültüsü de bizim o muhitten taşınmamıza sebep oldu. Taşındığımız muhit ile Selma teyzenin uzaklığı yürüyerek en az yarım saat olunca Neslihanlar ile bağımız tamamen koptu, çarşamba pazarına giden annemi tesadüfen gören Selma teyze annemden adresi istemiş bir yere gitmediğini muhite henüz alışamadığını çok özlediğini eşiyle bir akşam gelmek istediklerini söyleyince de annem buyurun hafta sonu hatta erken gelin beraber yemek yeriz deyince kadın çok sevinmiş. Ah, Fethiye hanım keşke kızımın senin gibi kayın-validesi olsaydı inan gözüm kapalı size gelin verirdim, annemde ona tebessüm ederek, gün doğmadan neler doğar kızın ekmeğini eline alsın, her şey nasip kısmet demiş. Söz verdiği hafta sonu mutfakta bir hayli kalıp yemek yapan annemi, Selma teyze hayal kırıklığına uğratmış gelmemişlerdi.
Ertesi gün akşama doğru, yarım tepsi börek ve yarım tepsi patlıcan kebabıyla annemle yollara düşüp Selma teyzelere gittik. Kapıyı açan Neslihan'ın abisi Furkan’dı.
Hoş geldiniz deyip bizi içeri davet etti, elimizde olan nevaleyi masanın üzerine koyduk. Annem içeride kız kardeşimin yanında. İçeri selam verip giren Selma teyze, size karşı çok mahcubum dün Furkan Neslihan’ı bir iyi benzetti, ben ne yani dövdü mü? Furkan - Evet, hemde bir iyice, laf söz dinlemiyor, eski mahallede otururken, Gülsen ablaya gidiyorum deyip evden gidiyordu, benim elim uzun bunu daha öğrenememiş, arkadaşlarımın hepside bir delikanlıyla görmüş, yakında onunda ifadesini alacağım deyince eh haliyle üzüldük. Geçen saatler yenen yemekler içilen çay ve kahveden sonra Furkan bizi eve kadar eşlik ederek bıraktı. Yolda yine konumuz yaramazlık yapan kız kardeşiydi. Hatta böyle devam ederse okuldan alacaklarını, köye götürüp biriyle baş göz edeceklerini söylediğinde çok yanlış kusura bakma ama Neslihan köyde hiç yapamaz, bari şu konuştuğu çocukla liseyi bitirdiğinde söz kesseniz. Furkan Nuh diyor, Peygamber demiyordu velhasıl bizi 6 ayda bu kız perişan etmişti. Ne zaman mevzusu olsa, ailesine Allah yardım etsin diyorduk. Selma teyzelerden ses çıkmayınca bizden de çıkmadı uzun geçen zaman içinde düğün davetiyemi mahalleye gelen Furkan'a vermiştik, en son düğünde hepsini görmüştüm. Ne cesaret, Neslihan konuştuğu genç Yılmazı düğüne getirmiş, uzaktan da olsa sırf görmek için. Durumun çok çetrefilli hal alacağı gözle ne yazık ki görünüyordu.
Danimarka’ya gelin geldiğimde o ise evden kaçıp Yılmazın evine sığınmış bile. Annemle telefonda konuştuğumda - Neslihan, kendine çok yazık etti, okulunu da bıraktı demişti, onun ve ailesi adına çok üzülmüştüm. herkes o zamanlar kıza ettiğim nasihati biliyordu. Aklıma geldikçe hala burnumun direği sızlıyor desem inanın yeri var!