Kışın

gışın gece gezmelerinde;

yüzük oynanırdı

bez, peşkir, çaput altında

yüzük, düğme, deve boncuğu ya da para,

yüz devesi[1] olan taraf kazanırdı.

deve çobanlığı çocuklara

büyüklerinden

en büyük armağandı.



diğer tarafta, biraz büyük olanlar

karşılıklı bilmeceler sorarlar



“-yapan satar,

alan kullanmaz

kullanan görmez”°



"-mel mel ayaklı,

meldir kulaklı

külpeşen donlu

gümüş ayaklı"°°



"-gelen leylek

giden leylek

tek ayağının üstünde

duran leylek"°°°



"-yapılmadık duvar üstünde

anasından doğmadık çocuk oturur"°°°°



gömüden[2] -balamıt[3] çıkarılırdı,

ya olduğu gibi,

ekmek arasında

yanı başına bi tas su almayı unutma



yahut haşlanırdı

sobanın ütünde

tencerede

kesdeneden datlıydı”



veyahut da közlenirdi,

emme dıkgaklamak, çentiklemek gerekti

değilise valla fıldırar geder,

nere ğeddiği belli deği(l)

bi yanınıza geli(r)di”



“-kesdeneyi, şekeri filen bilen mi varıdı

nohut, mekke neyine yetmedi

“daklı” dedin miydi bekmez, her bişeye

çaya, havlaya, aşır aşına

çalardık gaşşığı bulgur aşına

toptasda ayranım da varısa

değme keyfime”



“-çentikle endekini

Allah mafaza çoluk çocuğun gözüne geli

nemelazım,

çentivi(er)

elinde mi galcak ay gızım”



mekke patlatması,

guru üzüm

nohut kavurgası

ıslak nohuttan pollunpos[4]

"tek mi- çift mi" oynanırdı

ikiye ayrılan ahali –yüzzük- saklardı

dığan dibini kazımak için illa da fosfos.



“düğününde kar yağar” derlerdi

dığan dibini sıyırana,

ama fosfosun en güzel yeri

dığanın dibiydi[5] işin aslında

ne yalan sö(y)leyen hinci



“- olur, gar yağar, yağmır yapar

ben alayın da havas olduğum gelini

nayeti gışın ardı bahar

ele bırakaman fosfos[6] dibini”



“-düğününde oynarım,

su çekerim,

ekmeğ ederim”

diye eklerlerdi

iş yaptıracakları çocuklara



elden gelen esirgenmezdi

şimdiden bazı meseleleri

halletmiş olmak adına

“o ğün gelsinde

kim öle, kim gala”

“adamayla mal tükenmez”di

nasıl olsa





biri şimdiden her şeyi hallettiği

düğün telaşında

(hulyalarında)

öteki senetsiz kefilsiz

üstelik en az on yıl ödemesiz

nasıl olsa birileri

tarafından ödenecek borç altında



karda iz avına çıkanların

gözlerine sürme

yağlı dığan karası

ilk av dağıtılırdı,

köz konulup toptasdaki

topalak içine

konu-komşu duası alınırdı

bereket gelsin diye..



“hey anam heeyy

ne güzel şey”























[1] deve. Kazanılan puanın karşılığı, ya da puan

° tabut

°° kedi

°°° kapı

°°°° hoyuk, korkuluk

[2] gömü: yere/toprağa gömülen şey

[3] balamıt: palamut

[4] pollunpos: önceden ıslatılmış nohut soba üstünde pişirilirken pooss! sesi çıkarır

[5] dığan dibi: özellikle fosfosta tancerenin tabanında oluşan daha katı, toryulu kısım, kazmık, çocuklar çok severdi

[6] fos-fos: un çorbası pişmesine yakın fos sesli kabarcıklar çıkarır
( Kış başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 21.04.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu