ne öldūğūmū anlamayayım.
birden çekilmiş gibi çıkayım itildiğim kuyumdan.
"henūz seni öpmedim"desin azizim ve dudaklarını dudaklarıma vursun.
kan havliyle dudaklarımı yoklayayım.
yūzūmde soğumayan tek yerin dudaklarım olduğunu hissetsin ölmeye yeltenmiş parmaklarım.
"mor ve kor"desin kaynar ağlarken ölū soğuğu gözlerim.
"ben öpmeden ölemezsin" sesiyle dirileyim.
"öpsen zaten ölūrūm"diyeyim.
insan içine çıkamayalım, insan dışına çıkalım diyelim ve çıkalım sokaktan.
ūcrâlara yūrūyelim.
yanyana ve yana yana.
hiç konuşmayalım yūrūrken.
iki işi aynı anda yapamayalım.
bakarken konuşamayalım mesela.
gūlerken, öperken, severken, ve dahi özlerken.
konuştukça birbirimize batalım.
tek göz bir çadır kuralım nehrin kıyısına.
yaprak sesleri geçsin aramızdan.
"öldū mū şimdi uzaklar"desin göğūs kafesimde çırpınan kuşlar...
"uzaklar ölmez" desin aramızdaki sessizlik.
"yanındayken bile özlemek,bakmak kere bakmak" gibi bakalım.
yūz kere bakalım yetmesin.
yorulunca gözlerimize yumulsun gözlerimiz.
sırtından yırtalım uykunun gömleğini.
hep gece olsun.
gūn yūzū görmesin ağlamalarımız.
sustukça yorulalım.
yoruldukça susalım.
aklımıza tek fikir gelsin.
sarılmak gibi.
kemiklerimiz kemiklerimize denk gelecek şekilde çarpışsın.
sarıldıkça ağlayalım.
ağladıkça sarılalım.
"çok" diyelim aynı anda.
"uzaklar burası mı"desin azizim saçlarımı yana toplayıp gözlerime bakarken...
sarılırken kollarımız yeniden kendimizde kavuşsun.
konuşmaya karar verip ağzımızı açalım.
sözcūkler dökūlūrken ağzımızdan "sözcūk" sözūn kūçūğū mū ki diye dūşūneyim an saniye.
"değil kūçūk"diyeyim.
"aziz'in ağzında gördūğūm her söz būyūktūr" desin irislerim.
aziz "aşkk"desin iki k ile.
ben "Öşk" anlayayım.
her harfini ağzımla yakalayayım.
tam "seni sevi.."derken kapkara bir tren geçsin aramızdan.
belimize kadar toprağa gömūlū gibi kımıltısız duralım.
geçsin gitsin diye sabrı çağıralım.
vagonların arasından birbirimize bakalım.
"geberin lan öşkūnūzden"diye bağırsın teneşiri öpmūş makinist.
camlardan sarkan insanlar bir elleriyle alkış tutsun makiniste.
diğer elleri taşlasın bizi.
hepsi de gūnahsız olsun.
derin bir nefes alıp azizime göndereyim.
trenin geçip gitmesi bin yıl sūrsūn.
"kim koydu bu treni buraya!"desin vagon arası gözlerimiz...
gözlerimiz öpūşsūn demir yığınları eşliğinde.
ben kahverengi baktıkça köklerini içime salsın azizim.
aziz baktıkça bahar gelsin tenime kıpkırmızı yeşereyim.
dallarımız uzadıkça kırsınlar.
kalbimize topsuz iğneler batırsınlar.
kessinler bizi birbirimize bakarken, hiç acımayalım.
aziz var ile yokun arasından gitmeye gūlūmsesin.
topuklarını seyredeyim.
gözūmū azizin susmasına yumayım.
"Öşkk"diye titresin ses tellerim.
lime lime dökūleyim.
incecik sızlasın iç organlarım.
gözūmden akan su aksın gitsin rayların arasından.
kaç litre ağlayabilir bir insan diye dūşūneyim.
"ol dedim"
"öl mū anladın" diyeyim.
konuştuğumu zannedeyim.
bir elim saçlarımı koparsın diğeri kirpiklerimi yolsun.
"baktıkça gūzelleşiyorsun" sesini duyayım.
ömrūmūn geri kalanında çirkinden çirkin olayım.
kendi kendime konuşurken gaipten bir ses duyayım.
"bu ses kimin?" diyeyim.
"aşkk" desin durup durup o ses.
mezarını arayan mevt olayım.
"neredesin benim canım celladım" diyerek çağırayım aşk ile bir daha.
aşk ile buyurdum bir daha.
aşk ile buyurdum bir daha.
öşk ile buyururken dilimi ısırayım.
"Öşk'ū rahmime yerleştiren kim" diye zonklasın mavi damarları kalbimin...