Suyla sevişerek dağlardan iniyor mil

Yoksul bir köyü geçerek yol arıyor aşka

Eskimiş yüzlerde şaşkın ve asi bakışlar

Yıkık köprülerde çığlık çığlığa çocuklar

Yağmurun kırdığı dallar yüzüyor çayda

Kara bir bulut sarkıyor yükseklerden düze

Rüzgârın şarkısı duyulur az sonra buralarda

 

Kemik un ufak olmadan açılıyor ah mezarlar!

Kırık vasiyetlerle aynı çukura gömülüyor ölüler

Nicedir kaçak göçler var sınırlardan içimize

Bombalar düşüyor gecenin bir yarısı şehirlere

Hangi gezegene sığarız, dünya dar geldikçe!

Kahpe bir boyunduruk masalı oldu yaşamak

 

Tükendi masum çağlar, omuzlarda boyunduruk

Kendi hüznümüzü sağıyoruz memeden, dil buruk

Utançlarla helva yapıyoruz küfrü, ruhlarda koruk

İnançsız yaşamlar kürsüsünde yalanlardan bıktık

Acıyı sürdük yüzümüze, aymazlıklardan boğulduk

Kötürüm bir düş içindeyiz, sonumuzu hayra yorduk

 

Paylaşılmış oyun sahneleri çocukların, onur mezatta

Tiksindik yalanlardan, sevgi ve aşk dilde doğaçlama

Beden diline ruh arıyor şeytan, çağ atladık fesatlıkta

Yeni umutlarımızı sel bastı, tohum çürüyor toprakta

Yıldız topluyoruz gecelerde, yalnızlık hazin bir ikrah

Usumuzda hazin nefretler, bu utançlar bize mubah

 

Selahattin YETGİN

( Usumuzda Hazin Nefretler başlıklı yazı S. Yetgin tarafından 9.05.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.