.................Manisa Soma'da yaşananlar anısına

 

Kader hayat akışında ilerlerken bahtımıza kara günler sunar
zülüflerini kara karanlığa karalar bağlattırırken
güllerini karartan kızıl günler sunar

 
oysa ömrümüz göz kapaklarımızı yumacak kadar çabuk geçiyor
ve denklemini çözemediğimiz yaşantımızı ne olur ey kadar
bana bir şans daha ver diyerek bekletiyor
 
 
kader bazen kelebek renkli rüyalarda sunar
hayalini kurarız yakamoz dipli bir dünyanın
bekleriz öylesi değil ölürcesi
 
genede kavanoz içine sıkıştırırız
kuramadığımız kıramadığımız hayatımızı
yinede çözemeyiz onsuz olmazsa olmazlarımızı
çıkmazlarımızın denkleminin sağlamasını yapamayız
kader bu kadar der boyun bükeriz kederimize

.......

 
 
işte bu !
kara kıtanın kara yüzlü kara bakışlı
kara hüzünlü sarı çapaklı arayışın
tokluk içinde açlığın çaresiz çığlığı
 
 
iki yanı toprak örtülü
üç yanı sularla çevrili
dört yanı okyanus kapaklı
dış yani bir somali patlaması
iç yanı nil kızılı kanayışın sakarya türküsü
kaderden ötesi olmayan
her gün ölümün korkusunu
şah damarından yakın hisseden
yaşadığı günün acısı güneşe doğru bakan mahsun yüzü
 
 

işte bu !
güneşin doğuşuna bir şans nolur nolur bir şans
dileyerek bekleyen bedeli en ağır ödenen
iyi niyetlerin umuda bir doğuş nefesinin sesi 
 
 
saf dürüstlükler hep boşa satılmasın diye
bir edebi anlayışın masum hoş görüsü
umutların beklentisinin türküsü
 
 
bozulmamış saf anadolu insanının
saflığın kalbindeki pamuk ütüsü

 
bu bir şükretmenin pek ve pak duygusu
bu böylesi insanlarda kaldımı be demenin
gözyaşında susamışlık efsanesinin türküsü

 

kim duyar ki yüreğinde bir çığlık
kim duyar ki kısmeti bağlamanın çilesini
kim duyar ki kader deyip geçmenin ihmalsizliğini
kim duyar ki açsızlığın girdabında tokluğun açlığını
kim duyar ki tokluğun girdabında açlığın tokluğunu


işte bu !
kimsesizliğin girdabında
kimseden medet ummadan
karnının doyduğu isminin yazıldığı günün
karanlık altında ocaklar sönmesin diye
ocağının yanmasını kadere bırakan
ekmeğini ölümüne katık yaptığı
keder sessizliğinin yalnız çığlığı
 
 
altın sarısı saçların çöl sarısı çapakların
köz sarısı kapakların güneşe umutsuz bakışı
evine ekmek götürmenin sızısını
zayıf bitkin yüreği arasına sıkıştıran
sararmış umudun umutsuz umudu
 

işte bu !
Türk insanın kendi insanına vermiş olduğu
kara günde hüzünlenip hislendiğimiz
alçak gönüllü bir edebi davranışın

çizmelerimi cıkartayım mı
sedye kirlenmesin deyişin
tenlerinde bıraktığı karanın
bir bahtı kara alın yazısı
kanadı kırık yüreklerin göz yaşı
sesinde kutsallık türküsü .


..........Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın mekanları cennet olsun

 

Gülay GÖKTÜRK

( Çizmelerimi Çıkartayım Mı başlıklı yazı GöktürkGülay tarafından 14.05.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu