Müslümanların yaşadığı her ülkede günde beş defa okunan ezanların, kesintisiz devam ettiği, ilahî mesajın günün her anında bütün bir aleme yayıldığı bilmeyenimiz yok.
Din
alimleri her konuda olduğu gibi ezan konusunda da bir çok açıklamalar
yapmışlardır…
Şüphesiz
ki, ezanın hikmetini,manasını, faziletini en iyi şekilde onlar anlatmışlardır.
Ben
sade bir insan,sade bir Müslüman olarak güzel sesli bir müezzinin okuduğu
ezanın üzerime bıraktığı etkiden bahsedeceğim…
İbadet vaktinin girdiği Müslümanlara anlatan
ezanı güzel sesli birinden duyunca içimde kopan fırtınaları yazacağım size…
Yahya
Kemal,“Ezan-ı Muhammedî” şiirinde cihan-ı Muhammedî’nin ona dar geldiğini, yüz
binlerce minâreden yükselen ezan seslerinin, gökyüzünü de nura gark ettiğini
belirtir:
"Gök
nûra gark olur nice yüz bin minareden,
Şehbal
açınca rûh-i revân-ı Muhammedî."
Ama
bu Ezanla başlayan ruh yolculuğumu tam anlamıyla yansıtmıyor…
Bu
ilahi sadanın üzerime bıraktığı etkiyi, kulaklarıma çarpığı anda ruhumda
kopardığı fırtınaları kelimelerle izah edemiyorum.
Güzel
sesli bir müezzinin okuduğu ezan beni bu dünyadan alıp göklerin derinliklerine
yolculuğa çıkartıyor. Sözlerin en temizi ve en güzeline doğru inanılmaz bir hızla
yükseliyorum sanki…
Ötelerin
ötesine bu yolculuk dımağıma öyle bir tad bırakıyor ki dizlerimin dermanı
kesiliyor “Allah senden razı olsun ey müezzin” diyorum…
Güzel
sesin büyüsünden midir yoksa ezanın o mübarek hitabeti manasından mıdır nedir
başka alemlere süresiz yolculuklara çıkıyorum, dünyadan irtibatım kesiliyor o
an…
O
güzel mananın, o güzel sadanın etkisiyle çok farklı bir sezişle,duyuşla,
arz’da, arş’ ta kopan velvelelerin ritmi ile ruhum cihanların enginlerine
sığmıyor…
Şimdi
anlıyorum Arapça ezan yasağının kaldırılması ile insanların neden hıçkırıklara
boğulduğunu…
Göz
yaşlarının neden sele dönüştüğünü şimdi daha iyi anlattı bana güzel sesli
müezzin...
Müezzinlik,
Allah katında ecri ve sevabı büyük hayırlardan biri olup, Efendimiz tarafından teşvik
edilmiştir diye biliyorum…
Yaşadığım
gerçek bunu bana zaten izah ediyor…
Bugün
bir arkadaşımın yakının cenazesine gittim.
Arabadan inerken Sahil Cami minarelerinden
inanılmaz bir seda ile,mana ile, bir ezan okunuyordu.
Alıp
götürdü beni bilmediğim diyarlara…
Ötelerin
ötesine, ötesine gittim.
Şaha
kalkan doru atlar gibi ruhum “lailahe illellah” ile duru bir sukunete büründü…
Okuyana
dualar ettim içinden, ellerimi semaya kaldırdım “Yarabbi, bu sesler dinmesin”
dedim…
Dinmesin
ki, güzele en güzele yolculuğum devam etsin…
Sevgi
ve saygılarımla…
Yazarın