Dostu Mevlâ olanın, geçmez ânanmadan Hassas eşik aşılmaz aşk odunda yanmadan
Vuslata eriilmez, gafletten uyanmadan Haslet vardı eskiden; usul-erkân, ar diye
Tellallar gezer olmuş, Hakka isyan kâr diye.
Dizgin vur azgın nefse, zül olsun şükrün azı!
Sözü bala banandan, kullar da Hakk da râzı
Yalan, gıybet, öfkedir; kindir kalbin ârâzı
Kem kelâmın vaazı, zannetme dile onur
Gün gelir, devran döner, hesap önüne konur!
Nazargâh-ı İlâhi kırk yerden lime lime
Câhil müderris olmuş, Evliyâya, Âlime
Akleden boyun eğmez iblis denen zalime
Âkıbeti idrakte azap çekse de izan
Ne ölüm hikâyedir, ne mahşer, ne de mîzan.
Secdelerdir şifâsı kalpteki şirk urunun
Şuâsı alna düşer dilde Kur'an nûrunun
İslam'dan geçer yolu insanlık onurunun
Sırat kılıçtan keskin, sinden öte yâr gerek
Maksûdu Ma'bud kula, hedefe âyar gerek.
Nefis "buyur" dese de dünya zevkine, üne
Ziyân etme ömrünü, "keşke" yükleme düne
İblis takdîr sunsa da verilen her ödüne
Sen dön kıble yönüne! Hakk'kın önünde eğil!
Bâkî olan bir Allah! Kullar kalıcı değil!