Yusuf yüzlüm,
bahar gözlüm,
karaladığım notlar arasında adına rastladım bu
gece
bir ceylanın ürkek bakışlarındaki büyüleyici pırıltı
gibi parladı gözlerim
aşkın rengi ile boyamıştım adını hece hece
gönül sahrama bereket gibi aktın yine iki
gözüm
aşkın rüzgarı sîneme değince
cezbe cezbe yandı yine özüm
sanki, evrendeki her şey aşkımızı
anlatıyor bu gece kendi diliyle
bir anda
geçmişi bir gümüş kupanın içinde sundular
meleklerin eliyle
söyle,
derman kalır mı canda
bahar kokulum,
muhacir kuşları gibi hayat diye sana uçtum
mor salkımlı sokağın gülleri açtı gönlümde
düşlerimden düşmemek için yüreğinden sıkı sıkı tuttum
bakarım,
günü saati gelince,
boş verip geçiştirdiğim zamanı
akreple yelkovan arasına sıkıştırıp
yüzleştim anılarımla bu gece
masamda, şu yanı başımda duran,
hani Osmanlı motifleri ile işli olan
hani biliyorsun işte , şu çok sevdiğim
bana eşlik eden fincanım
içine
acıları döküp yudumladım yudum yudum
yandıkça yandı canım
davasını gördü bu gece yürek
hayat acımasızca cenderesinden geçirdi yine
sorguladım,cevaplandırdım, yaşadıklarımı
yabancı lisanda yazılan kitabı okur gibi
çözümledim,şekil şekil, tek tek
sen ne çok şeymişsin meğer
sevdikçe yandım,yandıkça sevdim
sorarsan
eğer
Çiğdem ÇİMEN